Amaçlarınızı Belirleyin
Çalışma bir amaca yönelik olmalıdır. Bu amaçlar, bir problemin çözümünü öğrenmek, bir yazıdaki ana düşünceyi bulabilmek vs. olabilir. Bunları iyi belirleyerek çalışmaya başlayan kişiler, bu yakın amaçlara ulaşa ulaşa sınıfını geçmek, okulunu bitirmek ve sınavı kazanmak biçiminde özetlenen uzaktaki amaçlarına da ulaşmaktadırlar. Başarı insanın düşlediklerini gerçekleştirmesidir. Bunu yapabilen her kişi başarılıdır. Düşlemek bilinçli bir eylemdir. Düşlerimizin yürekten gerçekleşmesini ister ve ona ulaşmak için yola çıkarsak, bu uğurda inancımızı ve kararlılığımızı bir an bile yitirmezsek amacımıza ulaşırız. Çabalamadan hayal kurmak ise miskinlerin, bedavacı-ların işidir. Çalışmadan kazanamayız. Unutmamak gerekir ki başarı için “yüzde elli yürek, yüzde elli kürek” gerekir. Başarılı insanların tümü şans faktörünü işin başında dışlar. İşi şansa bırakmayın. Şans, rastlantı ya da başkasının yardımı gibi faktörlerin başarıdaki yeri %1 bile değildir.
Amaçsız bir çalışma dümensiz bir gemi ile okyanusa açılmaya benzer. Rüzgâr nereye sürüklerse oraya gidersiniz. Gemi yol alır gibi görünür ama büyük bir olasılıkla kayalara çarpar. Amacınızı belirlerken, ona ulaştığınızda çok mutlu olacağınıza inandığınız ve yolculuğundan zevk alacağınız bir amaç olmasına özen gösterin. Bir insanın sevmediği bir işi yapması ve buna katlanmak zorunda kalması yaşamı boyunca mutsuz olmasına yol açacaktır Colombia Üniversitesi’nden Robert S. Woodwart, somut bir hedef belirlemenin kişideki gizli potansiyeli nasıl açığa çıkardığı ve hatta arttırdığını ortaya koymak için “yüksek atlama” örneğinden faydalanmış. Yüksek atlama konusunda kendini hiç denememiş ve zora koşmamış bir insan ilk denemesinde belli bir yüksekliği aşabiliyor. Baş-ka bir deneme yaptığında da bu yükseklik değiş-miyor. Ama kendisine yüksek atlamada bir hedef belirlemiş bir kişi her seferinde çıtayı biraz daha yükselterek ağır ağır yeteneğini geliştiriyor ve hedefine ulaşıyor. Ara hedeflerden geçerek, başlangıçta başarılamaz görünen başarılabiliyor. Aynı çerçevede daha ilginç bir test de yapılmış. Testte katılanlar önce iki gruba ayrılıyorlar. Birinci guruba daha önce bir başka grubun - ki bu gerçekte var olmayan uydurma bir grup - aynı denemeyi az önce başardığı ve x metre yükseklikten aşabildiği söyleniyor.
Söz konusu uydurma grubun aldığı sonuçlar (!) yüksek sesle okunarak deney başlatılıyor. Güçlerini gerçekte var olmayan- rakipleri ile kıyaslayarak atlama yapan denekler, rekabet duygusuyla kızıştıkları için üstün bir performans sergiliyorlar. Öte yandan ikinci gruba deneyin başında hiç bir şey söylenmiyor. Önlerine aynı yükseklik sınırları konuyor. Ancak bu grubun elde ettiği sonuçlar birinci gruba göre çok çok kötü bulunuyor. Fiziki olarak birinciye benzer özellikler taşımasına rağmen ikinci grubun, motivasyon (güdüleme) eksikliği nedeniyle birinci grubun gerisinde kalışı, gerçek gücünü ve becerisini ortaya koyamayışı size bir şeyler söylemiyor mu?
|