Beden Eğitimi Ve Eğitim Portalı
  Anlatım Bozuklukları
 

 Anlatım Bozuklukları - 1
(Konu Anlatımı)

Her cümle belli bir düşünceyi, duyguyu aktarmak için kurulur. Bu cümlenin, ifade edeceği anlamı açık ve anlaşılır bir biçimde ortaya koyması gerekir. Ayrıca mümkün olduğunca gereksiz unsurlardan arındırılmış olmalıdır bu cümle. İşte bu özelliği göstermeyen cümleler, anlatım bakımından bozuktur.

 

Bu konu ile ilgili, ÖSS’de 5 ya da 6 soru çıkmaktadır. Sadece anlamla ilgili olmayıp dilbilgisi ile de ilgili özellikler gösterdiğinden, daha önceki konuların, özellikle cümle öğelerinin, çok iyi bilinmesi gerekir.

 

Bu alanda sorulan sorular değişik özellikler gösterir. Bazen bir cümle verilir ve “Bu cümledeki anlatım bozukluğu nasıl giderilir?” diye sorulur, bazen de “Aşağıdakilerden hangisinde anlatım bozukluğu vardır?” şeklinde sorulur.

 

Anlatım bozukluklarını anlama ve yapıya dayalı bozukluklar olmak üzere iki grupta toplayabiliriz:

 

1. Anlama dayalı bozukluklar:

 

Bu bozuklukları birkaç bölüme ayırarak inceleyebiliriz.

 

* Gereksiz sözcük kullanılması

* Cümlede belirsizlik bulunması

* Birbiriyle çelişen ifadelerin bulunması

* Sözcüğün anlamca cümleye uymaması

* Sözcüklerin yanlış eyleme bağlanması

* Mantık hatasının olması

* Deyimin yanlış anlamda kullanılması

* Sözcüğün yanlış yerde kullanılması

* Bazen de bu belirsizlik noktalama işaretleriyle giderilir.

 

Örneğin;

 

“Yaşlı adamın yüzüne dalgın dalgın baktı.”

 

cümlesinde “dalgın dalgın” bakanın “yaşlı” olduğunu belirtmek için, “yaşlı” dan sonra virgül gelmelidir. Aksi takdirde “yaşlı” sözü adam isminin sıfatı olacaktır.

 

* Cümlede gereksiz sözcük kullanılması anlatım bozukluğuna yol açar.

 

Bir cümlede gereksiz sözcük bulunduğunu anlamak için, sözcük cümleden çıkarılır. Bu durumda cümlenin anlam ve anlatımında bir bozulma oluyorsa o sözcük gerekli, olmuyorsa gereksizdir.

 

“Herkesi eleştirip tenkit etmek bize hiçbir yarar sağlamaz.”

 

cümlesinde “eleştirip” sözcüğünün verdiği anlamla “tenkit etmek” sözcüğünün verdiği anlam aynıdır. Öyleyse bu cümlede “eleştirip” sözü gereksizdir. Cümleden çıkarılmalıdır.

 

“İki kardeşten en küçüğü arkadaşımdı.”

 

“Bilgili insanlardan yararlanmayı, istifade etmeyi bilmeliyiz.”

 

cümlelerinde altı çizili sözcükler gereksizdir.

 

* Bir cümlenin anlamı içinde bulunan başka bir sözü cümlede kullanmak da gereksiz sözcük kullanımına girer.

 

Cümlede böyle bir sözcük varsa, o cümle de anlatım bakımından bozuktur.

 

“Böyle yüksek sesle bağırmana gerek yok, sağır değilim.”

 

cümlesinde “bağırmak” zaten yüksek sesle konuşmak anlamındadır. Öyleyse bu sözün anlamı içinde bulunan “yüksek sesle” sözüne gerek yoktur.

 

* Cümlede belirsizlik varsa, o cümle iyi bir cümle değildir.

 

Bu belirsizlik mutlaka giderilmelidir.

 

Örneğin;

 

“Geleceğini babamdan öğrendim.”

 

cümlesinde “geleceğini” sözü belirsizdir. Çünkü kimin geleceği belli değil. “Onun geleceği” de olabilir; “senin geleceğin” de olabilir. Bu belirsizlik giderilmeli ve sözcüğün kime ait olduğu belirginleştirilmelidir.

 

* Bazı eylemler olumlu durumlarda, bazıları olumsuz durumlarda kullanılır. Eylemin anlamca yanlış yerde kullanılması da anlatım bozukluğuna yol açar.

 

Örneğin;

 

“Bana yardım ederek, işi kısa sürede bitirmeme neden oldu..”

 

cümlesindeki “neden olmak” eylemi daima olumsuz anlamlar verecek biçimde kullanılır. Oysa işin kısa sürede bitirilmesi olumlu bir durumdur. Öyleyse “neden oldu” sözü bu cümlede yanlış kullanılmıştır. Bunun yerine cümle “…bitirmemi sağladı.” şeklinde bitirilebilir.

 

* Bazı cümlelerde mantık hatasının bulunması da o cümlenin anlatımını bozar.

 

Örneğin;

 

“Bırakın patates doğramayı yemek bile yapamaz o.”

 

cümlesinde “bırakın” sözcüğünün cümleye kattığı anlamdan dolayı sanki patates doğramak yemek yapmaktan daha önemliymiş gibi görülüyor. Bu yanlışın düzeltilmesi için cümle,

 

“Bırakın yemek yapmayı, patates bile doğrayamaz o.”

 

şeklinde söylenmelidir.

 

* Bazen sözcüklerin bağlandığı ortak eylemler de anlatımda bozukluğa yol açar.

 

Örneğin;

 

“Bu davranışıyla bize yarar mı sağladı zarar mı belli değil.”

 

cümlesinde “yarar” ve “zarar” sözcükleri “sağladı” eylemine bağlanmıştır. Ancak “yarar sağlamak” doğru olsa bile, “zarar sağlamak” doğru değildir. Cümle;

 

“Bu davranışıyla bize yarar mı sağladı, zarar mı verdi belli değil.”

 

şeklinde söylenmelidir.

 

* Bu, bazen öğelerin eyleme bağlanmasında da görülür.

 

Örneğin;

 

“Ayağına ayakkabı, omzuna şal, üzerine pardesü giyip dışarı çıktı.”

 

cümlesinde “ayakkabı, şal ve pardesü” sözcükleri “giymek” eylemine bağlanmıştır. Oysa şal giyilmez, atılır.

 

* Cümlede deyimin yanlış yerde kullanılması da cümlenin anlamını bozar.

 

“Öğretmenin anlattığı konu tüm öğrencilerin dikkatini çekmişti. Herkes kulak kabartmış, öğretmeni dinliyordu.”

 

cümlesinde “kulak kabartmış” yanlış kullanılmıştır. Çünkü “kulak kabartmak” fark ettirmeden dinlemek anlamındadır. Burada “kulak kesilmek” deyiminin kullanılması gerekirdi.

 

* Bazı sözcüklerin anlamları birbirine karıştırılabilir. Cümledeki sözcüklerin anlamına da dikkat edilmelidir.

 

Örneğin;

 

“Çocukların birbiriyle uygunluk içinde olmaları beni sevindirdi.”

 

cümlesindeki “uygunluk” sözü yanlış anlamda kullanılmıştır. Çünkü burada “uyum” sözü kullanılmalıdır.

 

* Bazen sözcük doğrudur ancak cümlede bulunduğu yer doğru değildir.

 

Örneğin;

 

“Yeni elbisemi giymiştim ki kapı açıldı.”

 

Cümlesinde “yeni” sözünün yeri anlatımda bozukluğa yol açmıştır. Çünkü burada söylenmek istenen, elbisenin yeniliği değil, giymenin yeni yapıldığıdır. Öyleyse cümle;

 

“Elbisemi yeni giymiştim ki kapı açıldı.” şeklinde olmalıdır.

 

* Aynı anlama gelen ek ve sözcüklerin bir arada kullanılması anlatım bozukluğuna yol açar.

 

Örneğin;

 

“Onun beni sevmemesinin nedeni, fikirlerini benimsememiş olmamdandır.”

 

cümlesinde “nedeni” sözcüğü bir olayın sebebini anlatıyor. Ayrıca “olmamdandır” sözündeki “-dan” eki de neden anlamı veren bir ektir. İkisinin bir arada bulunması cümlenin anlatımını bozmuştur. Cümle,

 

“Onun beni sevmemesinin nedeni, fikirlerini benimsememiş olmamdır.”

 

şeklinde düzeltilebilir.

 

Yapıya dayalı anlatım bozuklukları:

 

Bu tür bozukluklar daha çok, Türkçe’nin kurallarıyla ilgili olduğundan, soruları çözebilmek için dilbilgisi kurallarının iyi bilinmesi gerekir. Bu tür bozukluklar şu şekilde sıralanabilir:

 

* Öğe eksikliğinin bulunması

* Özneyle yüklem arasında olumluluk-olumsuzluk uyumsuzluğunun bulunması

* Özneyle yüklem arasında tekillik-çoğulluk açısından uyumsuzluğun bulunması

* Özneyle yüklem arasında şahıs yönünden uyumsuzluğun bulunması

* Tamlama uyumsuzluğunun bulunması

* Ek uyumsuzluğunun bulunması

* Etken-edilgen fiillerin bir arada bulunması

* İsim cümlelerinde ekfiilin ortak kullanılması

 

Şimdi bunları tek tek açıklayalım.

 

*Cümlede, kullanılması gereken bir öğenin bulunmaması, anlatım bozukluğuna yol açar. Bu, daha çok ortak kullanılan öğelerde görülür. Çünkü Türkçede her fiil, öğeleri aynı eklerle kendine bağlamaz.

 

Örneğin;

 

“Kardeşini yanına çağırdı, bir şeyler söyledi.”

 

cümlesindeki öğeleri inceleyelim: “Çağırdı” ve “söyledi” yüklemdir. Çağrılan ve söylenen kişi ise “kardeşi” dir. Yani “Kardeşini” öğesi her iki yüklemin ortak öğesidir. Bu ortak öğeyi yüklemlerle kullanalım. “Kardeşini çağırdı” doğrudur; ancak “kardeşini bir şeyler söyledi.” denmez, “kardeşine bir şeyler söyledi.” olmalı. “Kardeş” sözcüğünü iki kez kullanmamak için “ona” da diyebiliriz.

 

Başka bir örnek verelim:

 

“Arkadaşlarını pek sevmez, hatta çoğu zaman nefret ederdi.”

 

cümlesinde, sevmediği kişiler ile nefret ettiği kişiler aynıdır, yani “arkadaşları” ortak öğedir. Ancak “arkadaşlarını sevmez” dense de “arkadaşlarını nefret ederdi.” denmez; “arkadaşlarından nefret ederdi.” denmeli ya da onun yerine geçen “onlardan” sözü kullanılmalıdır.

 

Görüldüğü gibi bu tür bozukluklar daha çok sıralı cümlelerde görülüyor, ancak bileşik cümlelerde de bu tür öğe eksiklikleri görülebilir.

 

*Türkçe’de bazı özneler olumlu, bazıları olumsuz anlamlar verir. Buna göre yüklemlerin de olumlu, olumsuz çekimlenmesi gerekir.

 

Örneğin;

 

“Hiç kimse okula gelmedi, geziye gitti.”

 

cümlesinde gelmeyen ve gidenler aynı kişiler, ancak “hiç kimse” olumsuz bir öznedir ve yüklemi daima olumsuz çekimlenir. Oysa “gitti” olumlu bir çekimdir. Yani ikinci cümle özneyle uyum sağlamamıştır. Buna “hepsi” şeklinde bir özne getirilmelidir.

 

Gerçi bu, sadece özneyle ilgili bir durum değildir. Bu tür sözcükler başka öğe durumunda bulunduklarında da yüklem aynı özelliği gösterir.

 

Örneğin;

 

“Öğretmenimiz hiçbirimizi azarlamaz, çok severdi.”

 

cümlesinde, yine “hiçbirimizi” olumsuz olduğundan “hiçbirimizi severdi” şeklinde kullanılmaz; “hepimizi severdi” olmalıdır.

 

*Cümlede öznenin ifade ettiği şahıslarla yüklemin bildirdiği şahıs arasında bir uyum olmalıdır.

 

Özne birinci tekil, ikinci tekil (ben, sen); birinci tekil, üçüncü tekil (ben, o); birinci tekil, ikinci çoğul, (ben, siz); birinci tekil, üçüncü çoğul (ben, onlar) şahıslardan oluşuyorsa yüklem, daima birinci çoğul şahısa göre çekimlenir.

 

“Bu işi ancak ben ve sen halledebiliriz.”

 

“Dışarıda sadece ben ve o küçük çocuk kalmıştık.”

 

“Ben ve siz yarışmada eşit durumda değildik.”

 

“Ben ve birkaç yaşlı adam, kahvede uzun bir sohbete dalmıştık.”

 

cümleleri buna örnek gösterilebilir.

 

Eğer özne ikinci tekil ve üçüncü tekil (sen, o); ikinci tekil ve ikinci çoğul (sen, siz); ikinci tekil ve üçüncü çoğul (sen, onlar); şahıslardan oluşuyorsa, yüklem ikinci çoğul şahısa göre çekimlenir. Ancak ikinci tekil ve birinci çoğul (sen, biz) şahıslar özne olursa yüklem birinci çoğul şahısa göre çekimlenir.

 

“Sen ve annen burada ne yapıyordunuz?”

 

“Sen hatta hepiniz bu konuda suçlusunuz.”

 

“ Sen ve buradaki konukların, bize yarın gelebilirsiniz.”

 

“Galiba sonunda senle biz aynı sonuca ulaştık.”

 

cümleleri buna örnektir.

 

Öznenin insan ya da başka varlıklar olması da yüklemin tekil veya çoğulluğunu etkiler. Eğer özne bitkiler, hayvanlar, cansız varlıklar ya da soyut kavramlarsa, yüklem daima tekil olur. İnsanlar çoğul özne olduğunda ise yüklem tekil veya çoğul olabilir.

 

“Kuşlar dallara kondular.” değil “Kuşlar dallara kondu.”

 

“Sevgiler gizli kaldıkça güzelleşirler.” değil “güzelleşir.” olacak.

 

“Çocuklar geldi.” şeklinde de doğrudur, “Çocuklar geldiler.” de.

 

*Bazen özneyle yüklem arasındaki uyumsuzluk, öznenin anlamından kaynaklanır.

 

Örneğin;

 

“Nüfus sayımı bu yıl yapıldı, bir hayli artmış.”

 

cümlesinde “yapıldı” yükleminin öznesi “nüfus sayımı”dır, “artmış” yükleminin öznesi ise “nüfus” olacaktır. Ancak cümlede “nüfus” diye bir özne yoktur. Sanki nüfus sayımı, “artmış” yükleminin öznesi olmuştur. Bu ise anlamca uygun değildir.

 

*Sıfat ve isim tamlamalarının aynı tamlanana bağlanması anlatım bozukluğuna yol açar. Çünkü isim tamlamalarında tamlanan iyelik eki aldığı halde sıfat tamlamalarında tamlanan ek almaz. Dolayısıyla tamlananlar, niteliği farklı olduğundan, ortak kullanılamaz.

 

Örneğin;

 

“Kaza yerine birçok askeri ve polis aracı geldi.”

 

cümlesinde “araç” sözü hem “askeri” hem “polis” sözcüklerinin tamlananı durumundadır. Ancak “polis aracı” isim tamlamasıdır ve tamlanan iyelik eki almıştır. “Askeri” sözcüğü ise sıfat olabilecek bir sözcüktür ve “askeri araç” şeklinde sıfat tamlaması yapar; tamlanan da ek almaz. Dolayısıyla araç sözcüğü ortak tamlanan olarak kullanılamaz. Cümle;

 

“Kaza yerine birçok askeri araçla polis aracı geldi.”

 

şeklinde olmalıdır.

 

Burada ayrıca sıfat tamlamalarında görülen bir özelliği de ifade edelim. Türkçe’de sıfatlar çoğul anlam verirse isimler çoğul eki almaz. Bu özellik genellikle belgisiz sıfatlarda görülür.

 

Örneğin;

 

“Geceye birçok davetliler katıldı.”

 

cümlesinde “birçok” sıfatı çoğul bir anlam verdiği halde davetliler sözü de çoğul eki almıştır. Cümleden çoğul eki çıkarılmalıdır.

 

*Cümlede eklerin eksik kullanılması cümlenin anlatımını bozar.

 

Örneğin;

 

“Her ülke, dünya devletleri arasında önemli bir yer edinmek için, ekonomik açıdan gelişmesi gerekir.”

 

cümlesinde “gelişmesi” sözcüğündeki iyelik ekinin, sözcüğü nereye bağladığı belli değil; “kimin gelişmesi gerekir?” diye sorarsak “ülkenin” cevabı gelir. Öyleyse “ülke” sözcüğüne ilgi eki (-in) getirilmelidir.

 

Bazen de bu durumun tersi görülür.

 

“Sanatçının, topluma yararlı bir kişi olmak için, eserinde mutlaka toplum sorunlarına yer vermelidir.”

 

cümlesinde “yer veren kim?” sorusuna “sanatçı” cevap verir. Oysa cümlede “sanatçının” denmiş. Ya bu sözcükteki ilgi eki kaldırılmalı ya da yüklem “vermesi gerekir” şeklinde değiştirilmelidir.

 

*Bazı cümlelerde ise sözcükleri birbirine bağlayan ekler yanlış kullanılmıştır.

 

Örneğin;

 

“Senin en beğendiğim yanın, derslerine düzenli çalıştığındır.”

 

Cümlede öğeleri ortak olarak kullanan etken ve edilgen fiiller bir arada bulunmaz.

 

Örneğin;

 

“Bütün yemekleri hazırlayıp bir kenara koyulmalıdır.”

 

cümlesinde “hazırlamak” etken “koyulmalıdır” edilgen fiillerdir. Bunların aynı öğelerle kullanılması bozukluğa yol açmıştır. Cümle;

 

“Bütün yemekler hazırlanarak, bir kenara koyulmalıdır.”

 

şeklinde düzenlenirse bozukluk giderilir.

 

Sıralı isim cümlelerinde ekfiilin kullanılması da bazen bozukluğa yol açar.

 

Örneğin;

 

“O yaşlı şair geleneklere bağlı, ama yeniliklere kapalı değildi.”

 

cümlesinde iki yargı vardır: Şairin geleneklere bağlı olduğu, aynı zamanda yeniliklere de kapalı olmadığı, oysa cümlede “bağlı” sözü yüklem gibi kullanılmadığından “değildi” edatına bağlanıyor ve böylece şairin geleneklere bağlı olmadığı anlamı çıkıyor. Bunu engellemek için “bağlı” sözü “bağlıydı” şekline getirilmelidir.


 

Anlatım Bozuklukları - 2
(Konu Anlatımı)

ANLAM BAKIMINDAN ANLATIM BOZUKLUKLARI

1)Gereksiz Sözcük Kullanma:

Bir cümlede anlamları aynı olan veya anlamca biri diğerini içeren sözcüklerin birlikte kullanılması anlatım bozukluğuna yol açar.

*Kulağıma eğilerek alçak sesle bir şeyler fısıldadı.
*Bu yol yaya yürümekle bitecek gibi değil.
*Onlar da beş yıldır karşılıklı mektuplaşıyorlar.
*Geçmişteki hatıralardan bir şikayetim yok
*Ülkemizin sorunları bitmiyor ,tükenmiyor
*O günleri daha henüz dün gibi hatırlıyorum
*Bu gece ısı sıfırın altında eksi beş derece olacak.
*Gülmesinin nedeni bugün iyi bir haber almasındandır.
*Onunla ilk tanışmamızı unutamam.
*Dün gece uyurken gördüğü rüyayı anlattı.
*Sanki dalgasız bir deniz gibiydi yüzü.
*Sana söyleyeceğim bu gizli sırlarımı kimseye söyleme.
*Yaptıklarını kendi ağzıyla itiraf etti.
*Havada beyaz kar taneleri uçuşuyor.
*Bu iş yerinde aşağı yukarı üç dört yıldan beri çalışıyorum.
*Sınav yaklaştıkça öğrencilerin heyecanı gittikçe artıyor.
*Galiba başka çaresi de yok gibi görünüyor.
*Sınıfın boyu en kısa öğrencisini arkaya oturtmuşsun.
*Yaşlı adam söz almak için oturduğu yerden ayağa kalktı.
*Dosyadaki mevcut belgelerden anlaşılıyor ki bu iş uzun sürecek.
*Artık bundan sonra oraya gitmene gerek kalmadı.
*İki kardeşten en küçüğü okula gitmiyordu.
*Bu saatte oraya yalnız gidemem;seninle birlikte gitmek istiyorum.
*İşte seninle bu yüzden dolayı konuşmak istemiyorum.
*Niçin böyle yüksek sesle bağırıyorsun ki?
*Biz onlara iki günde bir, gün aşırı giderdik.
*Yorulmamıza rağmen basamaklardan yukarı hızlı hızlı çıkıyorduk.
*Türkçede Arapça ve Farsça dillerinden gelmiş sözcükler vardır.
*Böyle havalarda eve bir tane bile ekmek götürmeyi unutur.
*Kadın küçük çocuğa yaklaşarak senden büyük ağabeyin var mı diye sordu.
*Yarınki toplantıda ülkenin ekonomik ve iktisadi problemleri tartışılacak.

2)Sözcükleri birbiriyle karıştırma:

Anlamları veya yazılışları çok benzer olan sözcüklerin karıştırılması cümlenin anlam bütünlüğünü bozar.

*Geri kalmışlık Türkiye’ye özel bir durum değil.
*Bu binalar gerçekten çok yaklaşık yapılmış.
*Size birazdan düğün resimlerini göstereceğim.
*Bir öğrenci sınıfta kalmışsa onun sınıfı geçmesini güçlendiren nedenleri araştırmak gerekir.
*Bizden son öğretim durumunu gösteren bir belge istedi.
*Vatandaşlarımız arasında din ,dil,ırk ayrıntısı yapılamaz.
*Bazı öğrenciler derste çok çekimserdir.
*Uzun saçlı bir genç geldi,kendini bize tanıştırdı.
*Vezüv etken bir yanardağdır.
*Deterjandan elleri tahrip oldu.
*Bu bölgenin kendine özgün gelenekleri vardır.
*Camdan yankılanan ışık gözlerimi kamaştırdı.
*Yazarın on dördüncü kitabı da yayınlandı.
*Belediyeler sık sık güz etkenlikleri yapıyor.
*Çocukların birbirleriyle uygunluk içinde olmaları çok güzel.
*Bu iki olay arasında hiçbir ayrıcalık yok.
*Fiyatlar çok pahalı olduğu için satışlar çok durgun.
*Kar yolu kapadığı için geçit servis yolundan sağlanıyordu.


3)Sözcükleri Yanlış Anlamda Kullanma:

Sözcük, anlamına uygun yerde kullanılmadığı zaman ya da yanlış anlama gelecek şekilde kullanıldığında anlatım bozukluğu doğar.

*Bu onların bolluğa düştükleri zaman bile savurganlık etmelerine yol açar.
*Şimdi size yarın yayınlanacak programlardan bazılarını hatırlatıyoruz.
*Bence sizin bu sınavı kaybetme şansınız hiç yok.
*Alınan bunca borç Türkiye’nin Avrupa’ya bağımlı olmasını sağladı.
*Bugün dünyanın yüz kırk ülkesinde cüzamlılar günü kutlanıyor.
*Bu yıl babamın yüzünden sınıfı geçtim.
*Annesi iyi çorap dokurdu.
*Ektiğin fidanlar meyveye döndü.
*Her türlü girişimden çekinmeyen biriydi.
*Aldıkları para mutluluklarına yol açtı.
*Cumhuriyet 1923 tarihinde ilan edildi.
*Ben 21 Mart 1978 yılında doğmuşum.
*Uzun bir ders yılı daha tamamlanmak üzere tatil iyice yanaştı.
*Tırnakların bir hayli büyümüş.
*Dünden itibaren yağmur yağıyor
*Adamın başına silahı dayayarak cebindeki parayı çalmışlar.
*Bize yapılacak her türlü baskı bizi yolumuzdan alıkoyamayacaktır.
*Bu gençleri azımsamak ,onların başarılı olacaklarına inanmamak doğru değil.

4)Sözcüğün Yapısındaki Yanlışlık:

Bir sözcük dilbilgisi kurallarına aykırı türetilirse anlatım bozukluğu doğar.

*Mehmet Efendi on beş yıldır bakkalcılık yapıyor.
*Yiyecekleri kokturmuşsun.
*Bölgevi sorunlar artıyor.
*Her şeyi pahalılandırmışsınız.
*Bilinçleşmenin gerçekleşmesini eğitim sağlayacaktır.
*Dilimizi çirkinletmeyelim.
*Sizce bu kişi kaçtı mı kaçtırıldı mı?

5)Yerinde Kullanılmayan Sözcük veya Öğeler:

Bir sözcüğün cümlenin akışına veya anlamına uygun yerde kullanılmaması anlatım bozukluğuna yol açar.

*Hakan çok iyi futbolcu ama fazla topla oynuyor.
*Bu çocuk seneye yüksek inşaat mühendisi olacak.
*Eski Adana millet vekillerinden biri daha ölmüş.
*Günde kırk kere limonlu salatalık turşusu satan dükkana uğrardı.
*Cesetler çok denizde kaldığından çürümüş.
*Burada her Allah’ın günü kaza oluyor.
*Başbakan Çin’e bu yılın sekizinci büyük gezisini yapıyor.
*Değil bir lokma ekmek bir tabak yemek yine bulamaz.
*Bakanımız bir hafta içinde petrol üreten ülkeleri gezecek.
*Ağrısız kulak delinir.
*Atatürk’ün 119.doğum yılı törenle kutlanmıştı.
*Bu yemek fazla dışarıda kaldığı için bozulmuş.
*THY’ye ait 158 yolcunun bulunduğu uçak denize düşmüş.

6)Anlamca Çelişen Sözcüklerin Bir Arada Kullanılması:

Bir cümlede anlamca birbirine ters olan sözlerin birlikte kullanılması cümlenin anlam bütünlüğünü bozar.Genellikle kesinlik ihtimal çelişkisi görülür.

*Hiç şüphesiz bu olaya en çok üzülen başkan olsa gerek.
*Şüphesiz sanatçı bu alanda çok başarılı eserler vermiş olmalı.
*Kesinlikle söyleyebilirim ki tedavi hastayı ayağa kaldırabilir.
*Gönderdiğim paketi eminim bugüne kadar almış olmalısınız.
*Müdür Bey bu adam için:”Çok mütevazı , burnundan kıl aldırmayan biridir.”diyor.
*Artık kesinlikle böyle bir hataya düşmeyebilir.
*Okulu bitireli hemen hemen tam on yıl oldu.
*Elbette onunla birlikte gitmiş olabilirler.

7)Deyim ve Atasözü Yanlışları:

Deyimler ve atasözleri kalıplaşmış ve halk diline,kültürüne yerleşmiş kelime gruplarıdır.Bu yüzden deyimlerdeki kelimeler kesinlikle değiştirilemez.Kullanılan deyim, cümleye de uygun olmalıdır.

*Babasını görünce paçaları tutuştu.
*Çok acıktım midem zil çalıyor.
*O kadar kalabalık ki çuvaldız atsan yere düşmez.
*Ona ayak bağı oluyor , işini çabuk bitirmesini sağlıyordu.
*Ona yardım et elinden geleni ardına koyma.
*Alma garibin ahını çıkar aheste aheste.
*Ev sahibi ,Ayşe Hanıma bu ne şıklık böyle deyince Ayşe Hanım üzerine alındı.
*Konferansta konuşmacının anlattıkları herkesin dikkatini çekmişti.Tüm dinleyiciler kulak kabartmış ,konuşmacıyı dinliyordu.
*Bu görüntüler karşısında saçlarım diken diken oldu.
*Bu konuyu onunla bir görüş o yol yolak bilen biridir.

8)Gereksiz Yardımcı Eylemler Kullanma:

Türkçede doğrudan fiil olarak çekimlenebilecek bir kelimenin yardımcı eylem alarak çekimlenmesi yanlıştır.

*Boşuna umut etme oraya gelmeyeceğim.
*Benden kuşku etmemelisin.
*Senin düşüncelerin hiçbir zaman bana etki etmez.
*Bu işi onun yapabileceğinden şüphe etmiyorum.
Not:Bu konuyu bazı kaynaklar anlatım bozukluğu olarak kabul etmez.ÖSS’de de şimdiye kadar böyle bir soru çıkmamıştır.

9)Mantık Hataları:

İyi ve sağlam bir cümlenin temel mantık ilkelerine uygun olması gerekir aksi taktirde anlatım bozukluğu yapılmış olur.

*Seninle değil şehir içinde gezmek, dünya turuna bile çıkılmaz.
*Önümüzdeki haftanın önemli programlarından bazılarını sizlere hatırlatmaya çalıştık.
*Beyin zarı iltihapları iyi tedavi edilmezse ölüme;hatta sara nöbetlerine dahi yol açabilir.
*Tezgahtar müşterinin aldığı oyuncağı kağıda sardı ve müşteriye verdi.
*Karar TBMM’nin 230′a karşı 190 oyla aldığı bir kararla kabul edildi.

10)Zamir Eksikliğinden Kaynaklanan Anlatım Bozuklukları:

Bazı cümlelerde iyelik zamiri kullanılmadığı taktirde bir anlam belirsizliği ortaya çıkar.Cümlenin başına hem senin hem de onun zamirini getirebiliyorsak orada bir anlam belirsizliği vardır.Bu tip cümlelerdeki anlam belirsizliğini gidermek için cümlenin uygun bir yerine iyelik zamirinin getirilmesi gerekir.Aksi taktirde anlam belirsizliğinden kaynaklanan bir anlatım bozukluğu doğar.

*Ehliyetini polis almış öyle mi?
*Bana ne söyleyeceğini biliyorum.
*Geleceğini ben biliyordum.
*Yarışmada birinci olduğuna sevindim.

Not:Bazen de bu belirsizlik noktalama işaretleriyle giderilir.

*Hırsız, çocuğu kovaladı.

*Genç, adama seslendi.

*O, soruları yapamadı.

11)Karşılaştırma Hataları:

Bazı cümlelerden iki farklı anlam çıkabilmektedir.Bu tip karşılaştırma bildiren cümlelerdeki anlatım bulanıklığı giderilmediği taktirde anlatım bozukluğu ortaya çıkar.

*Adam,politikayla karısından çok ilgileniyor.
*Bu kötü insanlara sizden çok kızıyorum.
*Sen onu benden çok aradın.

 

DİLBİLGİSİ BAKIMINDAN ANLATIM BOZUKLUKLARI

1)Yüklem Yanlışlığından Doğan Anlatım Bozuklukları:

Yüklemle ilgili yanlışlıklar, yüklemin çatı,kişi,zaman,yardımcı eylemler,ek eylemler gibi noktalarda cümleye uygunluk göstermemesi durumudur.

*Kahvaltıda peynir,ekmek ve çay içtik.
*İçkiyi az sigarayı hiç içmem.
*Kimin dürüst,kimin dürüst olmadığını biliyor.
*Suçlamaların yersiz ve doğru olmadığını söyle.
*Baloya güzel bir elbise ve pahalı mücevherler takarak gelmişti.
*Çocuklarıyla bazen çok bazen de hiç ilgilenmezdi.
*Sabahları erken kalkar ve sakin havada koşuyordu.
*Annem yemek pişiriyor biz de ona yardım ediyorduk.
*Boyu kısa , bedeni de pek biçimli değildi.
*Aldığı şeyler hem pahalı hem de kaliteli değilmiş.
*Bu geziye okulumuz öğrencilerinden ve disiplin cezası almayanlar katılabilecek.

2)Özne Yanlışlığından Doğan Anlatım Bozuklukları:

Cümlede öznenin bulunmamasından,öznenin gereksiz ekler almasından, ya da özne olmayacak bir sözün özne gibi kullanılmasından kaynaklanır.

*Dernek müdürünün yetkileri alındı ve kovuldu.
*O insanların sayısı azalıyor bulunmaz oluyor.
*Belediye tarafından yaptırılan dört katlı binanın inşaatı bitirildi ve hizmete girdi.
*Yaşlı adamın parası alınarak evine gönderildi.
*Viraja hızlı giren aracın lastiği patladı ve kaza yaptı.
*Herkes kazayı seyrediyor, yardım etmeyi düşünmüyordu.
*Hastanın durumu gittikçe kötüleşiyor,yerinden kalkamıyordu.
*Filmin güzelliği herkesi etkiledi;çünkü güzel çekilmişti.

3)Özne Yüklem Uyuşmazlığından Kaynaklanan Anlatım Bozukluğu:

Öznenin tekillik çoğulluk ve şahıs bakımından uyuşması gerekir;aksi taktirde anlatım bozukluğu ortaya çıkar.

a)Topluluk isimleri özne ise yüklem tekil olur;ancak topluluk isimleri çoğul eki alıyorsa yüklem de alabilir.

*Bizim takım sahaya çıktılar.
*Takımlar nihayet sahaya çıktılar.
*Ordular uzun süredir savaşıyor.

b)Bitki,hayvan,cansız varlık ve organ isimleri çoğul durumda özne ise yüklem tekil olur.

*Nedense köpekler sabaha kadar havladılar.
*Çiçekler sıcaktan kurumuşlar.
*Bu sıralar çok sağlam yapılmışlar.
*Seni görünce gözlerim dolar.

Not:İnsan dışı varlıklar kişileştirme yolu ile çoğul özne ise yüklem de çoğul olabilir.

*Martılar denize dalıp dalıp çıkıyorlar.
*Martılar bize selam getirdiler.
*Dağlar beyaz şallarını omuzlarına attılar.

c)Eylem isimleri ,çoğul özne ise yüklem tekil olur.

*Gülüşmeler çok uzun sürdüler.
*Tartışmalar sabaha kadar devam ettiler.

d)Çoğul sayılar özne ise yüklem tekil olur.

*İki kişi bankayı soymuşlar.
*Derse on öğrenci girmediler.
*Bana beş soru bıraktılar.

e)Saygı,sitem,küçümseme gibi durumlar için özne tekil de olsa yüklem çoğul yapılabilir.

*Ahmet Bey bizi hatırlamadılar.
*Ayşe Hanım odasında yoklar.

f)Öznede belgisiz zamir ya da belgisiz sıfat varsa yüklem tekil olur.

*Hiçbiri sizi görmüyorlar.
*Herkes bu konuda aynı fikirdeydiler.
*Birçok kişi aynı sorunu tartışıyorlar.

g)Bir cümlede birden fazla özne varsa ve bu öznelerin biri 1. kişi ise yüklem 1. çoğul olur.

*Ali, Ahmet ve ben dün size uğramıştık.
*Ben ve kardeşim size inanmıyoruz.

h)Birden fazla özneden biri 2.kişi ise yüklem 2.çoğul;öznelerin biri 3.kişi ise yüklem 3. çoğul olur.

*Sen ve kardeşin derse girmemişsiniz.
*Ahmetle o bu akşam gelecekler.
*Ben,sen,o burada nöbet tutacağız.
*O ve Murat bunu hemen yapacaklar

4)Tümleç Yanlışları:

Özellikle sıralı cümlelerde tümleç (dolaylı tümleç, nesne, zarf tümleci) kullanılması gereken yerde kullanılmamışsa anlatım bozulur.Bir tümlecin birden çok yüklem için ortak kullanımı mümkündür.Ancak bu ortak tümleç yüklemlerden birine dahi uymazsa cümlede anlatım bozukluğu doğar.Tümleç yanlışlarını şu başlıklar altında inceleyebiliriz:

a)Dolaylı Tümleç Eksikliği:

*Düşman kenti bombaladı ; ama giremedi.
*Çukurova’nın toprağı insanı diriltir, umut verir.
*Sizi önemseyen ve inanan insanlar var.
*Gençlerden çok şey bekliyoruz;fakat değer vermiyoruz.
*Kadının içeri girmesiyle çıkması bir oldu.
*Bu evden nefret ediyordu ;ancak darda kalınca geliyordu.

b)Zarf Tümleci Eksikliği:

*Yeni yetişen sanatçılara yardım eder,ilgilenirdi.
*Bir daha seni görmek ve karşılaşmak istemiyor.
*Arkadaşlarını aradı,sonra buluştu.
*Kötü bir beste yaptığımda beni eleştirir ve tartışırdı.
*Senin sorunlarını çözmeye çalışıyor; başa çıkmak için uğraşıyoruz.

c)Nesne Eksikliği:

*Size teşekkür etmek ve kutlamak istiyor.
*Yazıya özendiği,dikkatle yazdığı belliydi.
*Sana telefon açmış,merak ediyormuş.
*Evin onarımını haftaya bitirecek , sonra da satacak.
*Bu kuralların gerekli olduğunu biliyorum;ama uygulayamıyorum.
*Yardıma muhtaç olanlara yardım eder , doyururdu.
*Onun sıcacık sesi bize ulaşır,mutlu ederdi.
*Yazılarında, halkı soyanlara çatar,yerin dibine batırırdı.
*Suçlunun evini bastılar,yakalayıp polise teslim ettiler.

5)Tamlama Yanlışları:

a)Bir sıfatla bir adın ortak tamlanana bağlanması anlatımı bozar:

*Doğa ve toplumsal olayları inceledik.
*Dün epik ve aşk şiirleri okuduk.
*Askeri ve devlet okullarına giriş sınavı yapılacak.
*Gençlik, duygusal ve kişilik sorunları yaşıyor.
*Politik ve ahlak yozlaşması önemli bir sorundur.

b)Çoğul anlamı taşıyan bir sıfattan sonra gelen ad tekil olmalıdır:

*Birçok seneler geçti.
*Bizde iki türlü düşünürler vardır.
*Her türlü tedbirler alındı.
*Birçok festivaller düzenlendi bu yaz.
*Bin türlü çiçekleri derledim sana.

c)Tamlayan Eki Eksikliği:

*Her önüne gelen aklına esen sözcüğü dilimize mal etmesi yanlıştır.
*Bu duygular geçici ve insanı yanıltıcı olduğu bilinmelidir.
*Büyük emek harcanarak yazılan eserler bilimsel bir yaklaşımla değerlendirilmesi gerekir.

d)Tamlayan Eksikliği:

*Öğrenciye bir şey vermeden gelişmesini umma.
*Arkadaşına yardım ederek mutlu olmasını sağladı.
*Tanıdıklarından alışveriş yaparak para kazanmalarına katkıda bulunurdu.
*Çocuklarıyla her konuyu konuşur , yanlışa düşmemelerine çalışırdı.

6)Eylem - Eylemsi Arasındaki Çatı Uyuşmazlığı:

Birleşik veya sıralı cümlelerde aynı özneyi alan yüklemlerin her ikisi de etken veya her ikisi de edilgen olmalıdır.

*Bütün sorunlar halledilip öyle gidecekti.
*Bütün sahipsiz hayvanlar toplanıp şehir dışına götürecek.
*Sorular çok dikkatli okuyarak çözülsün.
*Çok emek harcanıp az para kazanabilmiş.


  

Anlatım Bozuklukları - Örnek Sorular

 

1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu yoktur?

A) Geçmişteki hatıralarımıza gülümseyerek baktığımız anda büyümüşüz demektir.

B) Açlık ne dost,ne akraba,ne insanlık ne de hak tanımaz.

C) Ne hikmettir ,şu dünyaya gelen ağlar giden ağlar.

D) Küllük, arka arkaya yaktığım sigara izmaritleriyle dolmuştu.

E) Akıllı adam,kendi aklını kullanır;daha akıllı adam başkalarının da aklını kullanır.

 

 

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?

A) Halkın bu dünyadan benim hiçbir şey alamadığımı görebilmesi için elimi tabutun dışında bırakın.

B) Eğer özgürce yaşamıyorsak, ölümü karşılamamız daha doğru olur.

C) Bir gün ayrılacağımızı düşünebilseydik, birbirimize daha iyi davranırdık.

D) Voltaire, ölüm anında başında duran papaza: “ İçimde güzel bir yere göç ediyormuşum gibi bir his var.” dedi.

E) Hangi işe elimi atsam yüzüme gözüme bulaştırıyorum.

 

 

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde gereksiz sözcük kullanımından kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır?

A) Bugün öğleden sonraki yağan yağmur, insanları işlerinden alıkoydu.

B) İnsanoğlu şüphe içinde yaşamak için değil, sorup öğrenmek için yaratılmıştır.

C) Dalgın kafayla bir şeyler öğretmeye çalışmak, rüzgarlı havada ateş yakmaya benzer.

D) Bugün bildiklerimizin dışında bir kelime bile öğrensek dünden farklı bir kişi oluruz.

E) Senin bir gecede okuduğun kitabı, ben senelerce yazabilmek için saçımı ağarttım.

 

 

4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu yoktur?

A) Asırlar önce yaşamış büyük bilim adamlarıyla tanışıp görüşme fırsatını sadece kitaplar verir.

B) Kitap, seni öfkelendirmeyen, üzmeyen ve öğüt veren en yakın arkadaşındır.

C) Cahil insanın susması gerekir, zaten sussaydı cahil olamazdı.

D) Uçmasını bilmiyorsan uçurumun kenarında yuva yapma.

E) Bu öğrendiklerimiz de, bizim ne kadar cahil olduğumuzu daha fazla ortaya çıkartıyor.

 

 

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu yoktur?

A) İçtiği sigaranın dumanları gökyüzüne doğru yukarılara yükseldi.

B) Sincaptan ders alınmalıdır ;çünkü alt dala ulaşabilmek için üst dalı hedef alır.

C) Düşünceler, derinleştikçe üzüntüler artarlar.

D) Ağabeyini bulmak için bir aşağı bir yukarı çıkıyordu.

E) Kendi bildiklerini başkalarına öğret, başkalarının bildiklerini de kendi bilgilerine ilave et.

 

 

6. “Ay bir yandan sen bir yandan sar beni.”

Bu cümledeki anlatım bozukluğunun nedeni aşağıdakilerden hangisinde verilmiştir?

A) Mantık hatası

B) Özne eksikliği

C) Yüklem eksikliği

D) Gereksiz sözcük kullanımı

E) Tamlayan eksikliği

 

 

7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde diğerlerinden farklı bir nedenden kaynaklanan anlatım bozukluğu vardır?

A) Rüştü, iyi bir kaleci ;ancak fazla topla oynuyor.

B) Eğer sütü çok dışarıda bırakırsanız, süt bozulur.

C) Penceremden uçan kuş sürülerini izliyordum.

D) Sanatçının eserini yazdığı mekan uygunsa, tabi ki daha orijinal eserler yazacaktır.

E) Günde on kez telefon satan dükkana uğrardı.

 

 

8. “Geçtiğimiz ay okulda yapılan toplantıya katılamamıştım.”

Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerin hangisinden kaynaklanmaktadır?

A) Özne – yüklem uyuşmazlığı

B) Gereksiz sözcük kullanımı

C) Mantık hatası

D) Çatı uyuşmazlığı

E) Tümleç eksikliği

 

 

9. 1. Bugün GAP projesine yeterince ödenek ayrılmadığı için bu proje neredeyse durma noktasına gelmiştir.

2. Sınav giriş belgesi gelmeyenler ,ÖSYM merkezine başvursun.

3. Görevliler , ÖSS sınavının yapılacağı okulların önündeki satıcılara bağırmamalarını söyledi.

4. KPSS’ye on beş binin üzerinde yaklaşık on üç bin öğretmen adayı girdi.

5. KKTC cumhuriyetine her alanda destek olmalıyız,dedi.

Yukarıdaki cümlelerdeki anlatım bozukluğunun hangisi farklı bir nedenden kaynaklanmaktadır?

A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5

 

 

10. “Bir cümlede aynı ekleri alan kelimelerin peş peşe sıralanması bir anlatım kusurudur.”

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu açıklamaya örnek olabilecek bir anlatım kusuru vardır?

A) Akıl kendine ait bir yerdedir ve orada cehennemi cennete ya da cenneti cehenneme çevirebilir.

B) İyi ya da kötü bir şey yoktur sadece düşünce onu öyle yapar.

C) Şu anki eğitim sistemimiz tek tip insan yetiştirmektedir.

D) Sokağa çıkıp biraz gezip arkadaşlarımla sohbet edip sonra eve gelip yattım.

E) Yıllardır yaşadığım ve çok sevdiğim bu şehri ,Adana’yı, bırakıp İstanbul’a gideceğim.

 

 

11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu yapılmıştır?

A) Ehliyet alabilmeniz için lise öğretiminizi tamamlamanız gerekir.

B) Unutmayın, gelecek de bir gün gelecek.

C) Yarın Siirt’ten Batman’a gidiyorum.

D) Kral da dilenci de aynı iştahla acıkır.

E) Ülkeler kılıçla alınır; adaletle korunur.

 

 

12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yanlış yapılan- dırılmış bir sözcükten kaynaklanan anlatım bozukluğu vardır?

A) Affetmek ve unutmak iyi insanların intikamıdır.

B) Yolsuzluk yapanlara gereken ceza verilmelidir.

C) Uzun süredir bu mahallede kasapçılık yapan Levent Efendi, dün vefat etti.

D) Düşmanımın düşmanı benim dostumdur.

E) Yazımını bilmediğiniz bir kelime olursa, İmla Kılavuzu’na bakınız.

 

 

13. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?

A) Kimi insanlar odaya girdiğinde aydınlatır, kimisi çıktığında.

B) İnsanlar, birçok kez ölümden kaçmak isterken ölüme sürüklenmişlerdir.

C) Bırakın hayat ilkbahar gibi, ölüm de dökülen sonbahar yaprakları gibi olsun.

D) Birçok insanın değeri hayattayken değil;ancak öldükten sonra anlaşılır.

E) Ayakta ölmek ,diz çöküp yaşamaktan daha iyidir.

 

 

14. “Bu civarda bayan pantolon satan bir dükkan yok mu?”

Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdakilerin hangisinden kaynaklanmaktadır?

A) Gereksiz sözcük kullanımı

B) Anlamca çelişen sözcüklerin bir arada kullanılması.

C) Özne eksikliği

D) İyelik eki eksikliği

E) Çatı uyuşmazlığı

 

 

15. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “yaşamı boyunca” sözü gereksiz kullanılmıştır?

A) Adamcağız, yaşamı boyunca çocuklarına iyi bir gelecek sağlamak için çalıştı durdu.

B) Yaşamın boyunca bu vicdan azabını çekeceksin.

C) Karısını ve çocuklarını öldüren adam yaşamı boyunca müebbet hapse mahkum oldu.

D) Yaşamım boyunca bu yaptıklarını hatırlayacağım.

E) Çocuklarınızın yaşamı boyunca mutlu olmasını istiyorsanız onlara iyi bir eğitim veriniz.

 

 

16. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “geri” sözcüğü cümleden çıkartıldığında cümlenin anlamında herhangi bir daralma ya da bozulma olmaz?

A) Sendeki bütün kitapları geri alacağım.

B) Fabrika işçileri geri işe alındı.

C) Bende sana ait ne varsa hepsini sana geri iade ediyorum.

D) Eğer bir karar verdiyseniz, geri adım atmayın.

E) Biraz daha geri gider misin?

 

 

17. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu yoktur?

A) O mahur beste çalar Müşgan’la ben ağlaşırdım.

B) Senin on yıl sonraki halini hatırladıkça üzülüyorum.

C) Çocukları çok sevdiğini ve asla zarar veremeyeceğini söyledi.

D) Ağabeyim ders çalışıyor, ben de bağlama çalıyordum.

E) Sevmek, yalnızlığı göze alabilmektir çoğu zaman.

 

 

18. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu yapılmıştır?

A) Aşk dilekleri,yüksek katlara bir türlü ulaşmazmış.

B) Her zamankinden çok farklı bir mektup okuyacaksın.

C) Divan Edebiyatı, Arap ve özellikle İran edebiyatının etkisiyle gelişmeye başlar.

D) Çöplükten beslenenleri görünce bize anlatılan her şeyi unutmak istedik.

E) Türkler, İslamiyet’i kabul ettikten sonra , hayata bakış açılarında önemli değişiklikler olmuştur.

 

CEVAP ANAHTARI: 1) E 2) E 3) A 4) A 5) E 6) C 7) D 8) C 9) D 10) D 11) A 12) C 13) A 14) D 15) C 16) C 17) E 18)


  

Anlatım Bozuklukları İle İlgili
Uygulamalar

 

Ekşi yiyecekleri az , acıyı ise hiç yemezdi.

Ekşi yiyecekleri az yerdi, acıyı ise hiç yemezdi.

Bu yazıyı değil okumak, anlamak bile imkânsız.

Bu yazıyı değil anlamak, okumak bile imkânsız.

Ben ona ağabey, o da bana kardeşim derdi.

Ben ona ağabey derdim, o da bana kardeşim derdi.

Toplantıda pasta ve meyve suyu ikram edildi.

Toplantıda meyve suyu ve pasta ikram edildi.

Biricik arzum bu yılki sınavı kazanmak ve iyi bir bölüme girmemizdir.

Biricik arzum bu yılki sınavı kazanmanız ve iyi bir bölüme girmenizdir.

Bu işi ben ve sen yapmalısınız.

Bu işi ben ve sen yapmalıyız.

Kendisine bütün sınıf adına teşekkür eder ve tebrik ederim.

Kendisine bütün sınıf adına teşekkür eder ve kendisini tebrik ederim.

Yarının mutlu günlerine özlem duyuyorum.

Özlem geçmişe duyulur.

Bu bölge coğrafî ve iklim açısından ilgi çekici özelliklere sahiptir.

Bu bölge coğrafî açıdan ve iklim açısından ilgi çekici özelliklere sahiptir.

Hiçbiri anlatılanlara inanmıyor, kendi fikrinde ısrar ediyordu.

Hiçbiri anlatılanlara inanmıyor, herkes kendi fikrinde ısrar ediyordu.

Bir yıl boyunca devamlı çalışarak kazanıldı.

Bir yıl boyunca devamlı çalışılarak kazanıldı.

Bu yasadan özel ve kamu kuruluşlarında çalışanlar yararlanacak.

Bu yasadan özel kuruluşlar ve kamu kuruluşlarında çalışanlar yararlanacak.

Dünkü toplantıda Ali bana okul arkadaşını tanıştırdı.

Dünkü toplantıda Ali bana okul arkadaşını tanıttı.

Dünkü toplantıda Ali benimle okul arkadaşını tanıştırdı.

Beyin zarı iltihapları iyi tedavi edilmezse ölüme hatta sara nöbetlerine yol açabilir.

Beyin zarı iltihapları iyi tedavi edilmezse sara nöbetlerine hatta ölüme yol açabilir.

Her yolda kalan insana yardım etmeliyiz.

Yolda kalan her insana yardım etmeliyiz.

Bu tür konuşmalar gözlerimi yaşartırlar.

Bu tür konuşmalar gözlerimi yaşartır.

Şüphesiz ki bu sözleri bazı öğrenciler duymuş olmalı.

Mantık yanlışıdır.

Başarısını düzensiz çalışmasına borçludur.

Başarısını düzenli çalışmasına borçludur.

Kitap için kendisine verilen paranın eksik ve yeterli olmadığını söyledi.

Kitap için kendisine verilen paranın eksik olduğunu ve yeterli olmadığını söyledi.

Herkes onu görmek istemiyordu.

Hiç kimse onu görmek istemiyordu.

Japonya’daki arkadaşıyla on yıl boyunca karşılıklı mektuplaşmış.

Japonya’daki arkadaşıyla on yıl boyunca mektuplaşmış.

Büyüklere gereken saygıyı göstermeli ve incitmemeliyiz.

Büyüklere gereken saygıyı göstermeli ve büyükleri incitmemeliyiz.

Bu erikler çok tatlıdırlar.

Bu erikler çok tatlıdır.

Yanına gidin, konuşup derdinizi anlatın.

Yanına gidin, derdinizi anlatın.

Bu konuda söylenenlere inanıyor, her yerde öne sürüyordu.

Bu konuda söylenenlere inanıyor, söylenenleri her yerde öne sürüyordu.

Ağaç bayramında ben de birkaç fidan ektim.

Ağaç bayramında ben de birkaç fidan diktim.

Karaya yaklaşıyor mu, yoksa uzaklaşıyor muyuz?

Karaya yaklaşıyor mu, yoksa karadan uzaklaşıyor muyuz?

Hiç kimse bu paraya bu işi yapar.

Herkes bu paraya bu işi yapmaz.

Erzurum’da hava sıcaklığı sıfırın altında eksi otuz dolaylarındaydı.

Erzurum’da hava sıcaklığı eksi otuz dolaylarındaydı.

Güç ve müşkül zamanlarda üstüne düşeni yerine getirir.

Güç zamanlarda üstüne düşeni yerine getirir.

Mutlaka bugün çocukluk arkadaşını belki arayacak.

Mantık yanlışı vardır.

Öğrencileri, teşvik etmeli, yüreklendirmeli, destek olmalıyız.

Öğrencileri, teşvik etmeli, yüreklendirmeli, onlara destek olmalıyız.

Şirketteki mevcut ikilik günden güne büyüyor.

Şirketteki ikilik günden güne büyüyor.

Bu iki sınıf arasındaki ayrıcalık tespit edilemedi.

Bu iki sınıf arasındaki farklılık tespit edilemedi.

Yeni kaydolan öğrencilerin bu kadar çekimser davranmalarına bir anlam veremiyorum.

Yeni kaydolan öğrencilerin bu kadar çekingen davranmalarına bir anlam veremiyorum.

Son dakikada attığı golle takımının galip gelmesine yol açtı.

Son dakikada attığı golle takımının galip gelmesini sağladı.

Yol açmak olumsuz işler için kullanılır.

Sınavı düzenli çalışmasına karşın kazandı.

Sınavı düzenli çalışmasına karşın kazanamadı.

Ülkemizde bu tür ameliyatlarda ölüm şansı Avrupa’da yapılanlardan ancak yüzde bir fazladır.

Ülkemizde bu tür ameliyatlarda ölüm ihtimali Avrupa’da yapılanlardan ancak yüzde bir fazladır.

Aşağı yukarı bundan tam iki yıl önceydi.
Mantık yanlışlığı vardır.
Oturduğu yerden ayağa kalktı, yanıma geldi.
Oturduğu yerden kalktı, yanıma geldi.

O fabrikada benim iyi tanıdığım bir adam var.

O fabrikada iyi tanıdığım bir adam var.

Parktaki yeşil çimenlere basınca bekçiyi kızdırdık.

Parktaki çimenlere basınca bekçiyi kızdırdık.

Kardeşim yanıma geldi, kulağıma yavaşça bir şeyler fısıldadı.

Kardeşim yanıma geldi, kulağıma bir şeyler fısıldadı.

Arkadaşım gizli sırlarımızı ona da söylemiş.

Arkadaşım sırlarımızı ona da söylemiş.

Bugünden sonra sağlığınıza, sıhhatinize dikkat etmelisiniz.

Bugünden sonra sağlığınıza dikkat etmelisiniz.

Köyde birçok hayvanlar ölmüş.

Köyde birçok hayvan ölmüş.

Bana yardım ederek, işi kısa sürede bitirmeme neden oldu.

Bana yardım ederek, işi kısa sürede bitirmemi sağladı.

 

       

                                        

Anlatım Bozuklukları İle İlgili
Örnek Cümleler

 

Sözcüklerin Seçiminde Yanlışlık Yapıyoruz…

Düşüncelerimiz arasında ayrıcalık giderek büyüyor. (ayrım)

Bahçeye ektiğin elma fidanı kurumuş. (diktiğin)

Ali’nin saçları büyümüş. (uzamış)

İnsanlar, hırsızlık, dolandırıcılık, gibi bayağı hünerlerden uzak durmalı. (davranışlardan)

Toplum içinde bu çekimserlik niye? (çekingenlik)

Bu makine iyi resim çekmiyor. (fotoğraf)

İçeri girdi, önce kendini tanıştırdı. (tanıttı)

Her girişimden çekinmez. (Hiçbir)

 

Anlamca Çelişen Sözcükleri Bir Cümlede Kullanıyoruz…

Bundan aşağı yukarı tam üç yıl öncesiydi. (olasılık - kesinlik)

Herhalde onlarda gelecek sanırım. (kesinlik - olasılık)

Eminiz ki saat üçte burada olsa gerek. (kesinlik - olasılık)

Bize öyle geliyor ki bunlar kaçmış olsa gerek. (kişisel görüş - olasılık)

 

Ses Bakımından Birbirine Benzeyen Sözcükleri Yanlış Kullanıyoruz…

Öğle - öyle (1. Zaman adı, 2.Onaylama)

Porte - portre (1. Nota çizgisi, 2. Yağlı boya resmi)

Tesviye - tasviye ( 1.Düzeltme, 2. Arıtma, ayıklama)

Eğer - eyer (1.Şart anlamında, 2. Binek hayvanın sırtına vurulan nesne)

Basım - basın (1.Basım sanatı, 2. Basılıp dağıtılan

Etkin - etken (1.Etki yapan, 2.Devinimli )

 

Cümledeki Sözcükleri Yanlış Yerde Kullanıyoruz…

NOT: Öğelerin yerli yerinde olması gerekir.

Bir türlü aklım almıyor. (Yüklem)
Aklım bir türlü almıyor. (Özne)

Patatesler çok suda pişmiş. (Dolaylı Tümleç)
Patatesler suda çok pişmiş. (Zarf Tümleci)

Fazla canını sıkma. (Belirtili Nesne)
Canını fazla sıkma. (Zarf)

Kısaca bazı bildiklerimi anlatmak istiyorum. (Belirtili Nesne)
Bazı bildiklerimi kısaca anlatmak istiyorum. (Zarf Tümleci)

 

Gereksiz Sözcük Kullanımlarıyla Anlatımdaki Duruluk İlkesi Bozuluyor…

Birbirine selam verdiler. “selamlaştılar” olması gerekir.

Okula arkadaşlarıyla birlikte gitmiş. “birlikte” sözcüğü gereksiz.

En güzel taşıt aracı trendir. “aracı” sözcüğü gereksiz.

Sabah pencereden baktığımda bulutlu ve hafif yağmurlu bir hava ile karşılaştım. “yağmur elbette bulutlu bir havada yağar.”

Artık bundan böyle başının çaresine bak. “bundan böyle” sözcüğü gereksiz kullanılmış.

İçeri girmek ve hem de onları görmek istiyorum. “hem de” söz grubu gereksiz kullanılmış.

 

Anlamca Yakın Sözcüklerin Seçiminde Yanlışlık Yapılıyor…

Atı alan Kadıköy’ü geçti. “Üsküdar’ı “olacak.

Neşeli şen şakrak bir adamdı. “şen şakrak” ikilemesi gereksiz.

Karşılıklı tartışmanın bir anlamı yok. “tartışma tek başına olmaz.”

Oysa bizim arkadaşın ise hiçbir suçu yok. “oysa ve ise ”sözcükleri gereksiz.”

 

Tümleçlerle İlgili Yanlışlıklar Yapıyoruz…

“Sanatçı gerçeğe ulaşır, yorumlar.” Cümlesinde nesne eksikliği var. “Sanatçı gerçeğe ulaşır, onu yorumlar.” olmalıydı.

“Bu güçlüklere nasıl göğüs gerdi, nasıl başa çıktı?”

Bu güçlüklerle nasıl başa çıktı .”olmalıydı.

Arkadaşlarına gitmiş, yardım istemişti.”

onlardan (dolaylı tümleç ) eksikliği var.

“İnsanlara öfke veren, aşağılık duygusuna düşüren nedenlere bakalım.” İkinci yan cümleciğin nesnesi eksik (onları) olacak.

“Buna ancak yönetim kurulu karar verir, uygular.”

İkinci cümlede nesne eksikliği var. “Bunu uygular” olmalıydı.

 

Tamlamalarla İlgili Yapılan Yanlışlıklar…

Sorunlar karşılıklı anlayış ve birlik içinde çözülmelidir.

Bu haliyle karşılıklı , birlik içinde … gibi bir anlam oluşuyor. Yanlıştır. ”Sorunlar karşılıklı anlayışla ve birlik içinde çözülmelidir.”olmalıydı.

Kıpkırmızı çiçekler, ekinler birbiriyle kucaklaşıyordu.

Kırmızı ekinler olmaz. “Kıpkırmızı çiçekler, sarı ekinler birbiriyle kucaklaşıyordu.” olmalıydı.

Bu karardan vazgeçmeyeceğim, üzerinde inatla durduğunu biliyoruz.”

Açıklama: İkinci cümlede tamlayan söylenmemiş. “kararın üzerinde…” olmalıydı.

 
 
  Bugün 103 ziyaretçi (123 klik) kişi burdaydı!  
 

Sitetistik
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol