Hoşgeldiniz |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Sbs İngilizce Soru Dağılımı |
|
|
İngilizce dersi sbs konu dağılımı ve soruların analizi
SIMPLE PRESENT TENSE (GENİŞ ZAMAN)
- Tekrarlanan Eylemler
Bir eylemin tekrarlandığının veya olağan bir şey olduğunu belirtmek için Simple Present kullanılır. Bu eylem bir alışkanlık, hobi, günlük iş veya programlı bir aktivite olabilir. Tam tersi yapılmayan veya tekrarlanmayan eylemler için de kullanılır.
v It takes me five minutes to get to school.
v I go to dentist every six months.
v Each summer we go to Antalya for a holiday.
v She has a cup of coffee during breaks.
- Evrensel Gerçekler ve Genellemeler
Genelde olan eylemler ve bilimsel gerçekler hakkında konuşurken Simple Present kullanılır.
v Every twelve months, the Earth circles the sun
v The sun does not circle the Earth
v Water freezes at 0 C.
v Cats drink milk.
- Gelecek Zaman
Bazen gelecekte gerçekleşecek bir olayı veya eylemi Geniş Zaman (Simple Present Tense) ile ifade ederiz.
v The students go to America this summer.
v Kenneth doesn’t get a haircut today.
v Jack: When will the train leave?
v Bob : It leaves at 8:15.
v When do you finish writing your report?
v Do you take the final test next month?
ırregular verbs ingilizce düzensiz fiiller listesi tablosu
FRUİTS AND VEGETABLES
FACE
JOBS
BİRDS
DATES AND TİMES
HEALTH
Verb 2 Verb 1
Beat beat
became become
began begin
bit bite
broke break
brought bring
built build
bought buy
caught catch
chose choose
|
beat,dövmek
become,olmak
begin, başlamak
bite,ısırmak
break,kırmak
bring,getirmek
build,inşa etmek
buy, satın almak
catch, yakalamak
choose,seçmek
|
came come
cost cost
cut cut
dug dig
did do
drew draw
drove drive
drank drink
ate eat
fell fall
|
come, gelmek
cost, mal olmak
cut, kesmek
dig, kazmak
do, yapmak
draw, cizmek
drive, araba surmek
drink, icmek
eat, yemek
fall, dusmek
|
fed feed
felt feel
fought fight
found find
flew fly
forgot forget
got get
gave give
went go
|
feed, beslemek
feel,hissetmek
fight, dovusmek
find, bulmak
fly, ucmak
forget, unutmak
get, elde etmek
give, vermek
go, gitmek
|
grew grow
heard hear
hid hide
hit hit
held hold
hurt hurt
kept keep
knew know
learnt learn
left leave
|
grow,buyumek
hear, duymak
hide, saklanmak
hit, vurmak
hold, tutmak
hurt, acitmak
keep, tutmak
know, bilmek
learn, ogrenmek
leave, ayrilmak
|
lent lend
let let
lost lose
made make
meant mean
met meet
paid pay
put put
quit quit
read read
|
lend, odunc vermek
let, izin vermek
lose, kaybetmek
make, yapmak
mean, kastetmek
meet, bulusmak
pay, odemek
put, koymak
quit, vazgecmek
read, okumak
|
rode ride
rang ring
rose rise
ran run
said say
saw see
sold sell
sent send
set set
shook shake
|
ride, binmek
ring, zil calmak
rise, yukselmek
run, kosmak
say, soylemek
see, gormek
sell, satmak
send, gondermek
set, kurmak
shake, sallamak
|
shot shoot
shut shut
sang sing
sank sink
sat sit
slept sleep
spoke speak
spent spend
stole steal
swam swim
|
shoot, vurmak
shut, kapamak
sing, sarkı soylemek
sink, batmak
sit, oturmak
sleep, uyumak
speak, konusmak
spend, harcamak
steal, calmak
swim, yuzmek
|
took take
taught teach
tear tore
told tell
thought think
threw throw
understood understand
woke wake
wore wear
won win
wrote write
|
take, almak
teach, ogretmek
tear, yirtmak
tell, soylemek
think, dusunmek
throw, atmak
understand, anlamak
wake, uyanmak
wear, giymek
win, kazanmak
write, yazmak
|
6. SINIF KONULAR |
2008 |
Emir Kipi |
1 |
The Present Simple Tense |
1 |
Obligations (Zorunluluklar) |
1 |
Family (Aile) |
1 |
Speaking (Konuşma) |
2 |
The Present Continuous Tense |
1 |
Likes and dislikes |
1 |
Weather Conditions (Hava Şartları) |
1 |
Ability (Beceri) |
1 |
Numbers |
1 |
Prepositions |
1 |
Jobs |
1 |
TOPLAM |
13 |
7. SINIF KONULAR |
2008 |
Emir Kipi |
1 |
The Present Simple Tense |
1 |
Obligations (Zorunluluklar) |
1 |
Family (Aile) |
1 |
Speaking (Konuşma) |
1 |
The Present Continuous Tense |
1 |
Likes and dislikes |
1 |
Weather Conditions (Hava Şartları) |
1 |
Ability (Beceri) |
1 |
Numbers |
2 |
Prepositions |
2 |
Jobs |
1 |
TOPLAM |
15 |
ingilizce dersi sbs konu anlatımları
THE PRESENT CONTINUOUS TENSE (ŞİMDİKİ ZAMAN)
Türkçe’de fiilin sonuna –yor eki gelir.
Örnek: yapıyorum,yapıyor,yapıyorlar.Şimdiki zaman eylemin konuşma anında sürdüğünü gösterir.
Yakın geçmişte eylem başlamış,şu anda devam ediyor ve gelecekte belli bir noktada muhtemelen bitecektir.
CÜMLE KURULUŞ FORMÜLLERİ
Olumlu:
Subject
Am
(‘m) / is
/(‘s)
Tekil
Özne
/are
/(‘re)
Çoğul özne
Verb + ING Object
Olumsuz:
am /is/ are
(isin’t) / (aren’t)
Not
Subject
Verb + ING Object
Soru:
Am /ıs /Are Subject Verb + ING Object?
NOT:1) I zamiri ile am yardımci fiili kullanılır.
2) Tekil özneler ve zamirlerle (hakan,he ,she,it,is) kullanılır.
3) Çoğul özneler ve zamirle (sutudent,they,we,you,are) kullanılır.”You hem sen (2.tekil şahıs) hemde sizler (2. çoğul şahıs) olarak kullanılabilir.
4) Am not,amn’t şeklinde kısaltılmaz.
TENSE’İN KULLANILDIĞI YERLER
1. Konuşma anında meydana gelen olayları anlatır.
- I am cooking the meal now.
Şimdi yemeği pişiriyorum.
- She is singing a song at the moment.
(O) şu anda şarkı söylüyor.
2. Belli bir süre için tekrarlanmak olanveya yinelemekte olan bir eylemi anlatır.
We are studying a lot thse days because we’ll take an exam next Friday.
Bu günlerde çok çalışıyoruz çünkü gelecek Cuma sınav alacağız.
John is stayink with his friend this week.
John bu hafta arkadaşıyla kalıyor.
3. Yinelen bir işin diğer bir işten daha önce başladığını ifade eder.
They stop talking if the teacher is shouting at them.
Eğer öğretmen onlara bağırıyorsa, konuşmayı bırakırlar.
4. Konuşan kişinin kararlı olduğunu gösterir.
I am not accepting it.
Onu kabul ediyorum.
He isn’t helping us.
Bize yardım etmiyor.
5. Gelecek zaman ifadeleriyle kullanılabilir.
W e are taking a trip tomorrow.
Yarın seyahata çıkıyoruz.
TIME EXPRESSIONS
(Zaman ifadeleri)
Now : şimdi
Still : hala
Riğht now : tam şimdi.
At the moment : şimdi şu an
At the present : şimdi şu an
Yet : henüz
ÖRNEK CÜMLELER
- I’m listening to the English news on the radio.
Anlamı: Radyo’dan İngilizce haberleri dinliyorum.
- She’s reading a book now.
Anlamı: O, şimdi bir kitap okuyor.
- They’re repeating the words.
Anlamı: Kelimeleri tekrar ediyorlar.
- The mother is making her son’s bed.
Anlamı: Anne oğlunun yatağını yapıyor.
- You’re not listening to me.
Anlamı: Beni dinlemiyorsun.
- Why are you waiting to me.
Anlamı: Neden burada bekliyorsun.
- The children are making a noise.
Anlamı:Çocuklar gürültü yapıyorlar.
- She is burushing her teeth.
Anlamı: Dişlerini fırçalıyor.
- The studendt are doing the exercises now.
Anlamı: Öğrenciler şimdi alıştımaları yapıyoorlar.
- My mother is cooking fish in the kitchen now.
Anlamı: Annem şimdi balık pişiriyor.
- The children aren’t watching TV now.
Anlamı: Çocuklar şimdi TV seyretmiyoler.
- A: Is Canan speaking to her mother now?
Anlamı: Canan şimdi annesiyle mi konuşuyorlar?
- B: Yes, she is. / No, she isn’t.
(KISA CEVAP): Evet.(Konuşuyor) / Hayır.(Konuşmuyor.)
PRESENT CONTINUOUS TENSE CONJUGATION
Olumlu Çekim:
I am learning English. İngilizce Öğreniyorum.
You are learning English. İngilizce Öğreniyorsun.
He is learning English. İngilizce Öğreniyor.
She is learning English İngilizce Öğreniyor.
It is learning English. İngilizce Öğreniyor.
We are learning English. İngilizce Öğreniyoruz.
You are learning English. İngilizce Öğreniyorsunuz.
They are learning English. İngilizce Öğreniyorlar.
Olumsuz Çekim:
I am not learning English İngilizce Öğrenmiyorum.
You aren’t learning English. İngilizce Öğrenmiyorsun.
He isn’t learning English. İngilizce Öğrenmiyor.
She isn’t learning English İngilizce Öğrenmiyor.
It isn’t learning English. İngilizce Öğrenmiyor.
We aren’t learning English. İngilizce Öğrenmiyoruz.
You aren’t learning English. İngilizce Öğrenmiyorsunuz.
They aren’t learning English. İngilizce Öğrenmiyorlar.
Soru Çekimi:
Am I learning English? İngilizce Öğreniyor muyum?
Are You learning English? İngilizce Öğreniyor musun?
İs He learning English? İngilizce Öğreniyor mu?
İs She learning English? İngilizce Öğreniyor mu?
İs It learning English? İngilizce Öğreniyor mu?
Are We learning English? İngilizce Öğreniyor muyuz?
Are You learning English? İngilizce Öğreniyor musunuz?
Are They learning English? İngilizce Öğreniyorlar mı?
Olumsuz Soru:
Am I not learning English? İngilizce Öğrenmiyor muyum?
Aren’t You learning English? İngilizce Öğrenmiyor musun?
İsn’t He learning English? İngilizce Öğrenmiyor mu?
İsn’t She learning English? İngilizce Öğrenmiyor mu?
İsn’t It learning English? İngilizce Öğrenmiyor mu?
Aren’t We learning English? İngilizce Öğrenmiyor muyuz?
Aren’t You learning English? İngilizce Öğrenmiyor musunuz?
Aren’t They learning English? İngilizce Öğrenmiyorlar mı?
NOT:Am I not :Resmi dilde kullanılır.
Aren’t I :Konuşma dilinde kullanılır.www.matematikcifatih.tr.gg
|
|
|
|
|
|
|
Bugün 217 ziyaretçi (261 klik) kişi burdaydı! |
|
|
|
|
|
|
|
|