1. Türklerin İlk Yurdu
Türklerin ilk yurdu Orta Asya'dır. Türklerin yaşadığı ilk yerlerin bugünkü Baykal gölü, Yenisey ve Obi nehirleri ile Gobi çölü arasındaki bölge olduğu kabul edilmektedir.
Türklerin Orta Asya'daki yaşayışlarını yeryüzü şekilleri, iklim ve bitki örtüsü belirlemiştir. İlk yurdun bozkırlarla kaplı olması Türklerin genelde göçebe bir yaşam sürmelerine ve hayvancılıkla uğraşmalarına neden olmuştur. Yaşamlarında atın önemli bir yeri vardır. Türklerin dayanıklı, hızlı, teşkilatçı ve savaşçı bir millet olmalarında yaşadıkları yerlerin coğrafi şartları ile atı evcilleştirmiş olmalarının önemli bir yeri vardır.
2. Türklerin Yerleştikleri Bölgeler
Orta Asya'da iklimin değişmesi, giderek karasallaşan iklim, kışın aşırı soğuklara, yazın da şiddetli sıcaklara neden olmuştur. Bu durum çölleşmenin artmasına, su kaynaklarının kurumasına, otlakların azalmasına, salgın hastalıkların yaygınlaşmasına yol açmıştır. Bölge artan nüfusun ihtiyacını karşılayamaz hale gelmiştir. Otlaklar yüzünden boylar arasında çatışmalar artmıştır.
Ayrıca Çin ve Moğol baskısı da artmıştır. Bütün bunlar Türklerin bir kısmının Orta Asya'dan Avrupa, Ön Asya, Hindistan gibi bölgelere göç etmelerine neden olmuştur.
Göç eden Türkler gittikleri yerlerde büyük devletler kurmuşlar, Türk kültürünü yaygınlaştırmışlardır. Başta madenlerin işlenmesi olmak üzere askerlik, devlet teşkilatı gibi konularda hakim oldukları yerlerdeki ulusları etkilemişlerdir.
3. İlk Türk Devletleri
a. Büyük Hun (Asya Hun) Devleti
Bilinen ilk Türk devletidir. Bilinen ilk hükümdarı Teoman'dır. Mete, zamanında en parlak dönemini yaşamıştır. Mete onlu sisteme göre son derece disiplinli ve kuvvetli bir ordu kurmuş, Orta Asya'daki bütün Türk boylarını ilk kez bir bayrak altında toplamıştır. Çin'i vergiye bağlamış, İpek Yolu'na hakim olmuştur. Çinliler Hun akınlarını durdurmak için Çin seddini yapmışlardır.
Mete'den sonra bir süre gücünü devam ettiren Hun Devleti, Çin entrikaları sonucu zayıfladı. Çinlilerin kışkırtmaları sonucu Hun beyleri birbirleri ile savaşmaya başladılar. Çinlilerin "böl ve yönet" anlayışı sonucunda devlet Kuzey ve Güney Hunları olarak ikiye ayrıldı. Önce Kuzey Hun Devleti, sonra da Güney Hun Devleti, Çinliler tarafından yıkıldı.
b. Kavimler Göçü ve Avrupa Hun Devleti
Çin egemenliğine girmek istemeyen Hunların bir kısmı yurtlarını terk ederek batıya doğru göç ettiler. Hakan Balamir komutasında Avrupa'ya giren Hunlar önlerine çıkan kavimlerin bir bölümünü egemenlikleri altına aldılar.
Bazı kavimler ise daha batıya doğru göç ettiler. Tüm Avrupa'yı etkileyen bu göç dalgasına "Kavimler Göçü” dendi. Kavimler Göçü sonunda;
-
Avrupa'nın bugünkü etnik ve siyasi yapısı oluştu. Bugünkü Avrupa devletlerinin temelleri atıldı.
-
Avrupa'da büyük karışıklıklar yaşandı. Roma İmparatorluğu zayıfladı. Önce doğu ve batı olarak ikiye ayrıldı. Ardından Batı Roma yıkıldı.
-
Derebeyliklerin ortaya çıkmasına yol açtı
-
İlk Çağ’ın sonu, Orta Çağ’ın başlangıcı oldu.
375'te Avrupa'ya giren Hunlar Macaristan merkez olmak üzere Avrupa Hun İmparatorluğu’nu kurdular. Önce Bizanslılarla mücadele ederek vergiye bağladılar, daha sonrada Batı Roma ile savaştılar.
Atilla zamanında en parlak dönemini yaşayan Avrupa Hun Devleti onun ölümünden sonra zayıfladı. Tahta geçenler ülkeyi idare edemediler. Zaten nüfus olarak azınlıkta kalan Hunlar bağlı ulusların isyan etmesiyle dağıldı (469).
c. Göktürk Devleti
552'de Avarları yenen Bumin Kağan tarafından kuruldu. Merkezi Ötüken'di. Kardeşi İstemi'yi batı illerine Yabgu tayin eden Bumin kendisi büyük kağan olarak doğu illerini yönetmeye başladı. Bumin'in yerine geçen Mukan Kağan zamanında Çin'i vergiye bağlayarak en parlak dönemini yaşayan Göktürkler onun ölümünden sonra zayıflamaya başladılar. Çinlilerin de kışkırtmasıyla devlet Doğu ve Batı Göktürk Devleti olarak ikiye ayrıldı.
Çinliler önce Doğu, sonra da Batı Göktürk Devleti’ni kendilerine bağladılar.
Çin esaretine alışamayan Türkler sık sık isyanlar çıkardılar. Sonunda Kutluk Kağan Göktürkleri yeniden bağımsızlığına kavuşturdu (682). II. kez kurulan Göktürk Devleti (Kutluk Devleti) en parlak dönemini Bilge Kağan zamanında yaşadı.
Bilge Kağan’a yönetimde, kardeşi Kül Tigin ve vezir Tonyukuk yardımcı oldu. Bilge Kağandan sonra devlet zayıfladı. 744'te Basmıl, Karluk ve Uygur Türkleri birleşerek Göktürk Devleti’ne son verdiler. Göktürkler tarihte Türk adıyla kurulmuş ilk devlettir.
İlk Türk alfabesini kullanmışlar, Türk tarihi ve edebiyatıyla ilgili ilk yazılı eserleri meydana getirmişlerdir. Hunlardan sonra Türk boylarını ikinci kez bir bayrak altında toplamışlardır.
d. Uygur Devleti
Göktürk Devleti’nin yıkılmasından hemen sonra 745'te Kutluk Bilge Kül tarafından kuruldu. Başkenti Karabalasagun idi. Devlet 840'ta Kırgızların saldırıları sonucu yıkıldı. Uygurlar yurtlarını terk ederek Çin'in Kansu bölgesiyle bugünkü Doğu Türkistan’da Turfan bölgesine yerleştiler. Burada şehir devletleri halinde yaşayan Uygurlar, Cengiz Han zamanında Moğollara bağlandılar.
Uygurlar Mani ve Budizm dinlerini benimsemişlerdi. Bu dinler et yemeyi yasakladığından Uygurlar hayvancılığı bırakıp tarım ve ticaretle uğraşmaya başladılar.
Bu durum yerleşik hayata geçmelerine neden olmuştur. Ayrıca bilim, sanat ve mimari alanında da önemli ilerlemeler sağlamışlar, günümüze birçok eser bırakmışlardır.
4. İlk Türk Devletlerinde Kültür Ve Uygarlık
a. Devlet ve Memleket Yönetimi
İlk Türk devletlerinin başında kağan, hakan, han gibi unvanlar kullanan Tanrı tarafından görevlendirildiğine inanılan, geniş yetkilere sahip bir hükümdar bulunurdu. Hükümdara, kurultay adı verilen bir meclis yardımcı olurdu.
Kurultaya hükümdar ailesi, boy beyleri, devlet ileri gelenleri ile hükümdarın eşi hatun (katun) katılırdı. Kurultayda askerlik, savaş, barış,vergiler gibi önemli devlet işleri görüşülürdü. Alınan kararlar hükümdar tarafından onaylanırsa yürürlüğe girerdi.
Ülke, hükümdar ailesi tarafından paylaşılarak yönetilirdi. Hükümdar ailesinden olan bütün erkeklerin hükümdarlık hakkı bulunurdu. Bu durum devletin çabuk yıkılmasına neden olmuştur.
Ülke töreye göre yönetilirdi. Töre Türk gelenek görenekleriyle hükümdarın koyduğu kanunlar ve kurultayda alınan kararlardan oluşurdu. Cezalar genelde sert olup hapis cezaları pek verilmezdi.
Türk devletlerinde ordu ve askerlik önemliydi. Ordu Mete zamanında uygulanan onluk sisteme göre düzenlenirdi. Disiplin çok önemliydi. Ordunun tamamına yakını atlıydı. Bu nedenle seferde ve savaşta çok hızlı hareket ederlerdi.
b. Din ve İnanış
Türkler arasında Şamanizm inancı yaygındı. Ölüler için Yuğ denilen törenler yaparlardı. Öldükten sonra yaşamın devam ettiğine inanılırdı. Bu nedenle ölünün bazı eşyaları yanına konulurdu.
Ölen kişinin mezarı çevresine öldürdüğü düşman kadar Balbal denilen taş dikilirdi. Uygurlar zamanında Mani ve Budizm dinleri de Türkler arasında yaygınlaşmıştır.
c. Sosyal ve Ekonomik Yaşam
Türkler başlangıçta göçebe bir yaşam sürüyor, hayvancılıkla geçiniyorlardı. Uygurlar zamanında halkın önemli bir kısmı yerleşik yaşama geçti.
Türklerde aile toplumun temeliydi. Bir çadır halkı aileyi oluştururdu. Genelde anne, baba ve çocuklardan oluşurdu. Türklerde tek eşle evlilik esastı. Devlet yönetiminde olduğu gibi sosyal yaşamda da Türk töresi geçerliydi. Türklerde sınıf ayrılığı yoktu. Köle sınıfı da oluşmamıştır.
Türkler başlangıçta hayvancılıkla uğraşmışlardır. Bunun yanında göl ve ırmak kenarlarında tarım da yapılır, buğday, arpa, mısır gibi tarım ürünleri yetiştirilirdi.
Uygurlar zamanında yerleşik yaşama geçişin hızlanması tarım ve ticaretin hızlanmasına ve yaygınlaşmasına yol açmıştır. Türkler ticarete de önem vermişler, İpek Yolu'na hakim olmak için sık sık Çinlilerle savaşmışlardır.
d. Yazı, Dil ve Edebiyat
Türkler Göktürkler dönemine kadar kendi yazılarını kullanmamışlardır. Göktürkler ilk Türk alfabesini bulup kullanmışlardır. En önemli eserleri Türk tarih ve edebiyatının ilk yazılı örnekleri olan Orhun Kitabeleri’dir.
Uygurlarında kendilerine ait bir alfabeleri vardır. Uygurlar matbaanın ilkel şeklini bularak kitap basmışlardır.
Türklerde sözlü edebiyat da çok gelişmişti. Özellikle destanlar önemli bir yer tutardı.
e. Bilim, Sanat ve Mimari
Türklerin ilk dönemlerinde bilimsel çalışmalar yaptığı pek bilinmemekle birlikte On İki Hayvanlı Türk Takvimini bulup kullanmaları onların astronomi bilimine ilgi duyduklarının kanıtıdır.
Uygurlar zamanında bilim alanında önemli ilerlemeler sağlanmıştır. Uygurlar pamuktan kâğıt yapmışlar, matbaanın ilkel şeklini bulmuşlardır.
Türkler başlangıçta göçebe bir yaşam sürdüklerinden sanat eserlerini genelde taşınabilir malzemelerden yapıyorlardı. Kemerler, silahlar, at koşum takımları, kılıçlar, halı ve kilim dokumaları bunların başlıcalarıydı.
Uygurlar zamanında yerleşik yaşama geçilince saraylar, tapınaklar, evler yapıldı. Bunların içi çeşitli resim ve heykellerle süslendi.
Dokumacılık, demircilik ve halıcılık Türklerin geliştirdikleri el sanatlarıdır.