Birçok kişi gibi belki siz de cimnastiğin yeni bir spor dalı olduğunu sanıyorsunuzdur. Neden? Çünkü jimnastik yaşadığımız modern çağa daha uygun bir spor dalı. Uygulanması heyecan verici,uygulanması ise hayranlık uyandırıcı. Cimnastik insanların bireysel olarak mücadele etmesini sağlıyor (bireysel olarak, çünkü diyelim futbolda olduğu gibi, takımın bir parçası değilsiniz yada teniste olduğu gibi bir rakibiniz yok).
Cimnastiğin daha birçok özelliği ve niteliği var. Vücudun doğal hareketlerini kullandığından aşağı yukarı bütün kasların çalışmasının sağlıyor. Onun içinde cimnastikçiler tüm sporcular içerisinde en sağlıklı olanlardır. Bu hareketler ayrıca cimnastiği sanata bağlar, cimnastikçilerin vücutlarını kullanışları seyredenlere sanat tadı verir.
Ama cimnastiğin geçmişi bu modern görünüşüne karşın, binlerce yıl öncesine dayanır. Eski Yunanlılar ve Romalılar beden eğitimini en iyi biçimde uygulamışlar,Eski Yunan da yapılan olimpiyat oyunları birçok cimnastik hareketlerini de içermiştir.Yunan ve Roma çağlarından sonra ise,akrobat, profesyoneller ve savaşçılar dışında pek az kimse cimnastik ile ilgilenmiştir.
Orta Çağ’ da bu spor neredeyse unutulmuştur. Cimnastiğin doğuşu 18 ve 19. yüzyıllarda olmuş,Avrupa ‘da çok büyük profesyonel ordular kurulmaya başlayınca beden eğitimi yeniden önem kazanmıştır. Bu dönemde yaşamış olan iki büyük eğitimcinin modern cimnastik üzerinde büyük etkileri vardır: İsveçli Pehr Henrik Ling (1776-1839) ve Alman Friedrich Ludwing Jahn (1778-1852). Ling beden eğitiminin üzerinde dururken,Jahn bugün de kullanılan cimnastik aletlerini biçimlendirmiştir; beygir, halka, paralel ,barfiks.
İlk cimnastik kulübü 1850 ‘de Amerika ‘da kurulmuş, Uluslararası Cimnastik Federasyonu ‘nun (FIG) kuruluşu da 1881 de gerçekleşmiştir.1896 da ise modern olimpiyatlar başlarken seçilen yedi spor dalından birisi cimnastik idi, ama yarışmalara yalnızca erkekler katıldı. Kadınlar ilk olarak 1928 olimpiyat oyunlarında yarıştılar. Günümüzdeki her olimpiyattan önceki ve sonraki yıllarda yapılan dünya şampiyonaları 1934 te başladı.her yıl tekrarlanan dünya kupalarının ilki ise 1975 te yapıldı.
1960 tan bu yana televizyon yayınları bütün dünyada cimnastiğin yayılmasını sağladı ve 1972 Münih olimpiyatlarında izlenen, Sovyetlerin on yedi yaşındaki sporcusu Olga Korbut milyonların sevgisini kazandı, elde ettiği başarılardan çok kişiliğiyle 1970 ler de cimnastik sporunun adeta patlamasına sebep oldu.
1976 Montreal olimpiyat oyunlarında ise bir Rumen cimnastikçi Nadia Comaneci,Olga ‘yı gölgede bıraktı. Ondört yaşındaki bu küçüçük kız birkaç kez değil tam yedi kez tam not aldı.
Başarılı bir sporcu olmak ve yarışmalara katılmak istiyorsanız bu çalışma size teknik hareketler üzerine bilgiler verecektir. Ama önce bir cimnastik kulübüne girmelisiniz. Oturduğunuz semtte yada okulunuz da böyle bir çalışma olabilir. kulübler genellikle doludur, bir süre beklemek zorunda kalabilirsiniz. Ayrıca vücudunuzun cimnastik sporuna yatkın olup olmadığının tespiti için bir testten geçirilebilirsiniz. Bir cimnastik kulübüne üye olduktan sonraki gelişmeniz ise kendinize bağlıdır.zirveye çıkmak kolay değildir. Çok çalışmayı gerektirir,ama iyi ve bilgili bir çalışmayla hem eğitiminizin her anından hem de girdiğiniz her yarışmadan zevk alır duruma geleceksiniz.
CİMNASTİĞİN BRANŞLARI
Uluslar arası cimnastik federasyonu ve dört kıtanın cimnastik birlikleri cimnastik sporunu resmi olarak temsil etmektedir.
a-artistik cimnastik
b-ritmik cimnastik
c-genel cimnastik
4.1.Erkekler
1-yer hareketleri
-kollar yukarıda
-öne takla
-geriye takla
-çember
-ters cephe duruşu
-kartal duruşu
-sırtta mum duruşu
-baş amudu
-eller yerde L oturuşu
-L oturuşu
-belden öne esneme
-köprü
-sol bacak önde spagat
-sağ bacak önde spagat
-yan spagat
-omuz esnetmesi
-amut
1.HAZIRLANMA
Bütün ünlü cimnastikçiler hep aynı şekilde başlamıştır. Zamanlarının büyük bir bölümünü hazırlayarak ve temel hareketleri öğrenerek geçirmişlerdir.
Erkekler için altı alet (yer, kulplu beygir, halka, atlama, paralel, barfiks) ve kadınlar için dört alet (atlama beygiri,asimetrik bar, denge,yer) cimnastikçilerin hünerlerini göstermeleri için seçilmiştir ve bunların hepsinde yarışırlar. Onun içinde cimnastiğin temel hareketlerini çok iyi öğrenmek gerekir.
Ancak bundan sonra hareket yada hareket dizinlerini güvenle yapabilirsiniz. Başlangıçta temel hareketleri iyice öğrenmeden ileri derecedeki hareketleri yapmaya kalkışırsanız yarışmalarda hep kötü sonuçlar alırsınız.
Genç bir cimnastikçi olarak ne gibi özelliklere sahip olmalı ve vücudunuzu hazırlarken neleri amaçlamalısınız?
Önde gelen cimnastik antrenörleri,bu sporu seçmek isteyen gençlerde öncelikle, uygun bir vücut yapısı ararlar. Cimnastikçi ince yapılı, düzgün ve dik duruşlu olmalıdır.
Güç ile ağırlık dengesi de önemlidir; örneğin ağır bir vücut ve kısa kollar önemli bir engeldir, çünkü kollara büyük bir güç binecektir. Buna karşılık gene örneğin, uzun parmaklar barın kavranmasında cimnastikçilerde aranan özelliklerdendir.
Uygun yapının yanı sıra hareket hızı, sıçrama yeteneği, özellikle kızlarda ritm ve denge duygusu da çok önemlidir. Ayrıca bütün cimnastikçilerin organlarının uyum içinde çalışmasını sağlayan doğal eşgüdüm yeteneğine sahip olmaları gerekir.
Cimnastikçilerin başarılarında bazı zihinsel niteliklerde büyük rol oynar. Örnek bir cimnastikçi hareketler sırasında çok iyi konsantre olabilmeli ve hızlı düşünebilmelidir. Bazı hareketler ise bayağı tehlikelidir; onları uygularken cesaret önemlidir.
Hepsinin üstünde de,örnek bir cimnastikçi sakatlıklar gibi , formsuzluklar gibi, tatsız dönemleri, umut kırıklıklarına düşmeden,kendine güvenini yitirmeden atlatmaya başaracak kadar inançlı ve kararlı olmalıdır.
Vücut hazırlanırken şunlar amaçlanmalıdır;
Yumuşaklık, hareketlerin getirdiği esnekliği sağlayabilmek için
Güç, hareketleri yapabilmek, vücudu taşıyabilmek için
Vücut gerginliği, sırtta, karında, bacaklarda,kaba etlerdeki kasları gerebilmek, böylece belli hareketlerdeki zedelenmeleri önlemek için
Dayanıklılık, hareketleri yaparken çabuk yorulmamak için
Bu özellikleri kazanırsanız iyi bir cimnastikçi olma yolundasınız demektir. Böylece ciddi antrenmanlara hazır hale gelirsiniz
1.1.Emniyet
Cimnastikte antrenmanın tam emniyet içinde yapılması çok önemlidir. Emniyet sağlanması için gerekli kurallar şunlardır:
1-antrenörünüzün söylediklerini dikkatle dinleyin ve aynen uygulayın
2-antrenman sırasında şakalaşmayın
3-ellerinizi rahat kullanmanızı engelleyecek,sizin yada antrenörünüzün görüş olanaklarını kısıtlayacak şeyler giymeyin
4-antrenmanlar yada yarışmalar sırasında üstünüzde (yüzük, saat, gerdanlık vb. ) takılar bulunmasın
5-gözlük takmak zorundaysanız gözlüğünüzü sıkıca bağlayın
6-ellerinizi her zaman tebeşir tozuyla ovalayarak kuru tutun. Cimnastik salonlarında magnezyum karbonat tozu kullanılır ve bu toz teri tamamıyla emdiği için ellerin kayması engellenmiş olur.
7-yanınızda yetkili bir öğretmen yada antrenör olmadan antrenman yapmayın
1.2.Antrenörünüz
birçok başarılı cimnastikçi başarılarını antrenörüne borçludur. İyi antrenör sporun inceliklerine uzanan bilgiyle sporcularının yükselmelerini sağlarlar. Onun için herhangi bir hareketinizi eleştiren yada hareketler dizisini açıklayan antrenörünüzü dikkatle dinlemeniz gerekir. yoksa antrenörünüzün vaktini boşa harcamış olursunuz, bu arada sizini de vaktiniz boşa harcanmış olur. Antrenörünüz hareketleri nasıl yapmanızı istiyorsa hareketleri öylece yapınız, antrenörünüzün öğütlerini adeta biriktiriniz. En iyisi bir defter tutup bu öğütleri yazmaktır.yaptığınız hareketler dizisindeki bir hareketi değiştirmek istiyorsanız bunu mutlaka antrenörünüze sorarak yapın.
Şunu hiç unutmayın sporcusunu eğitmek için antrenör büyük emek harcamaktadır ve ancak cimnastikçi uyum içinde çalışır antrenörünün çalışma düzenine ayak uydurursa başarıya ulaşabilir.
1.3.Giysileriniz
Cimnastik giysileri hafif olmalı ve vücuda oturmalıdır. Antrenmanlar sırasında da görüşü engelleyecek yada aletlere takılabilecek giysiler kullanılmamalıdır. Bütün giysiler tertemiz ve düzenli olmalıdır.
Cimnastik giysisi (track suits). Bu giysi antrenmanlar sırasında sürtünmelere karşı kollarınızı, bacaklarınızı korur ve sizi sıcak tutar. Kulüplerin değişik cimnastik giysileri vardır.
Cimnastik mayosu(leottards). Bu tek parça giysi adı geçen yüzyıl yaşamış olan bir Fransız cimnastikçiden almıştır. Çok sıkı yada bol olmamalıdır. Kızların cimnastik mayoları mayolarının kenarlarından iç çamaşırlarının görünmemesine özen gösterilmelidir. Çünkü hareketler sırasında bu görüntü çok kötü bir etki yapar. Kulüplerin değişik cimnastik mayoları vardır
Ayakkabı.En iyi jimnastik ayakkabısı, hafif, ince deriden yapılan cimnastik patikleridir. Yalnız bunlarda kaymalara neden olacak kadar eskiyip yıpranmamasına dikkat edilmelidir. Hareketleri çorapla yaparken de kayma tehlikesi vardır. Cimnastik ayakkabıları mutlaka denenerek alınmalı, ayağa tam oturmasına önem verilmelidir.
Beyaz pantolon. Erkekler beygir atlama ile yer hareketleri dışında bütün aletlerdeki yarışmalarda beyaz cimnastik pantolonu giyerler. Beygir atlama ile yer hareketlerinde genellikle şort giyilir. Cimnastik pantolonlarının hem vücuda tam oturması, hem de bütün hareketlere olanak verecek rahatlık ve yumuşaklıkta olması gerekir.
Ellik. Elliler kulplu beygir, halka, paralel, barfiks, asimetrik bar gibi aletlerde cimnastikçilerin avuçlarını korumak için kullanılır. Genellikle deriden yapılan bu elliklerin bir ucunda orta parmakla yüzük parmağının geçeceği delikler vardır, öbür ucunda ise saat kayışı gibi bir kayışla bileğe bağlanır. Elliklerin ellere iyi oturması, rahat olması, tutuş sırasında bollaşmaması, dikkat edilmesi gereken özelliklerdir. Ayrıca derinin pütürlü yüzünün alete gelmesi,kaygan yüzünün ise avuç içinde kalması elliklere takılırken kontrol edilmelidir. Pütürlü yüzü kayganlaşmış, eskimiş ellikler kesinlikle kullanılmamalıdır.
2.VÜCUDUN KORUNMASI
Sağlığına ve görüşüne önem veren cimnastikçilerin, yarışmalarda düzensiz ve bakımsız olanlara üstünlük sağlamaları doğaldır. Aşağıda görünüşünüze olumlu yönde etkili olacak birkaç öneri bulunmaktadır.
Saçlar. Saçlar derli toplu olmalı gözlerin üstüne düşmemelidir. Uzun saçlı kızlar yarışma ve antrenmanlarda saçlarını arkadan bağlamalıdırlar.
Eller. Ellerinize özellikle dikkat etmelisiniz. Çünkü onlar cimnastikte büyük önem taşımaktadırlar. Gün boyunca avuç içleri nemli tutulmalıdır. Bunu el losyonları yada vazelinle sağlayabilirsiniz. Ama cimnastik yapacağınız zaman kesinlikle bu gibi şeyler sürmemelisiniz.
Hareket. Salonda antrenman yapmadığınız günlerde de mutlaka vücudunuzu çalıştıracak hareketler yapmanızı gerekir. Bunun en iyi yolu yavaş tempolu koşudur.
Beslenme. Bir cimnastikçi çok fazla enerji harcar. Bu enerji yağ, protein, karbonhidrat içeren besinlerle karşılanmalıdır. Örnek vermek gerekirse, ekmek ve patates karbonhidrat, peynir ve yağlar yağ, süt ve et ise protein gereksinimini karşılayan yiyeceklerdir. Her gün iyi ayarlanmış bir beslenme yapılmalıdır
2.1.Sakatlıkların Önlenmesi
Cimnastik incinmesi ve burkulmaların çok olduğu bir spor dalıdır. Her kulüpte ve spor salonunda sakatlıklara zamanında müdahale edebilmek için bir ilkyardım dolabı bulunmalıdır. Sakatlıklar konusunda unutulmaması gereken bilgiler;
-en küçük bir sakatlık bile hemen antrenöre bildirilmelidir. Çabuk müdahale, çabuk iyileşmeye yardımcı olacaktır.
-acı veren bir sakatlık bütünüyle iyileşmeden tekrar çalışmaya başlanmamalıdır. Yoksa sakatlıklar çok uzun sürebilir.
-kızlar asimetrik barda çalışırken kalçalarının zedelenmemesi için köpük yastıklar kullanmalıdırlar. Dengede takla çalışırken de boyun omurlarının zarar görmemesi için köpük yastık kullanılabilir.
-ellerinizde nasır oluşmasına kesinlikle izin vermeyiniz. Çünkü nasırlar alette çalışırken çok acı verir. En iyisi pomza taşıyla nasırları oluşmadan önlemektir
2.1.Isınma
Cimnastiğin en önemli kurallarından biri de,antrenman ve yarışmaların öncesinden çok iyi ısınma yapmaktır. Isınma süresi en az 20 dk. Olmalı ve vücudun bütünü iyice ısıtılmalıdır. Isınma sırasında vücut ısısının çabuk yükselmesi için sıcak tutan giysiler giyilmesi gerekir.
Isınma sonunda tüm kaslarınız uzatılmış ve yumuşatılmış olmalıdır. Ancak bundan sonra çalışmaya başlayabilirsiniz.
Aşağıda bazı ısınma hareketleri verilmektedir.
Isınmaya en kolay hareketle başlanmalıdır. Bazı cimnastik kulüplerinde ısınma müzikle yaptırılır, daha zevkli bir sokulur.
-Bütün kasları ısıtma
Olduğu yerde koşmak, hafif hafif sıçramak yada salon çevresinde tempolu yavaş koşu yapmakla bütünü kaslarınızın yumuşaması ve ısınmasını sağlayabilirsiniz. Böylece kalbinizin de temposu yükselmeye başlamış olur. Isınmaya başlamanın en iyi yolu budur.
-Ayaklar ve ayak bilekleri
parmak uçlarınızda durup birkaç kez havaya sıçrayıp yumuşak olarak ayaklarınız üstüne inin. Bu hareket ayaklarınızı ve ayak bileklerinizi güçlendirecek, ayrıca sıçramanızı güçlendirecektir.
-Omuzlar
omuzlarınıza esneklik verebilmek için kollarınızı açıp öne, yukarı, yanlara doğru uzatın, sallayın, çevirin. En az yarım dakika tekrarlayın bu hareketleri.
-Bel
bu hareket bel kaslarınızın uzamasına yardımcı olacaktır. Kollarınızı iyice yukarı uzatıp dört kez sağa,dört kez de sola doğru yaylanın. Bu aşamada öne doğru yaylanmayın.
-Bacaklar
bu hareket bacak kaslarınızın uzamasına, yumuşamasına yardımcı olacaktır. Başınızı aşağıya doğru vererek belden yavaşça katlanın ve ellerinizle ayak parmaklarınızın ucuna uzanın. Zamanla başınızı yere değdirecek kadar yumuşak ve esnek kaslara kavuşabilirsiniz.
-Sırt ve Karın
bu hareket vücudunuzun bütününü yumuşatacağı gibi, özellikle karın kaslarına, sırtın alt bölümündeki kaslara büyük oranda etkili olacaktır. Karnınızın üstüne yatıp ellerinizin arkada birleştirin. Ayaklarınızın yerde tutmaya çalışırken başınızı ve göğsünüzü yerden yukarı doğru kaldırın. Biran durun, kendinizi yere bırakın ve tekrarlayın.
3.TÜRKİYEDE CİMNASTİK
Modern anlamda cimnastiğin ülkemizde uygulama kaynağı, Galatasaray Mekteb-i Sultanisi’dir ve okulun kuruluşu ile başlar. 1868 yılında okul, tamamen batılı programla faaliyete geçerken,Fransa dan getirilen öğretmen kadrosu içinde bulunan beden eğitimi öğretmeni Monsieur Curel, modern cimnastik Türkiye’ ye getirilen kişi olmuştur.
Ülkemizde modern anlamda cimnastik ve halter çalışması, özellikle ilk iki dönemde, iç içe birlikte sürdürülmüştür. Zira ülkemizde benimsenen ilk cimnastik türü aletli olanıdır. Bu nedenle cimnastik salonunda halter çalışmalarında gereksinimi duyulan araçlar kullanılmış, böylece vücut esnekliğinin yanı sıra adale gelişimi ve kuvvetlenmesi, bu ağırlık çalışmalarıyla sağlanmıştır. Aletli cimnastik ülkemizde uzun yıllar uygulanmıştır. Curel, okulda görev aldığı ilk iki yıl içerisinde okul binasının bir salonunu cimnastikhane biçimine gelmiştir. Fransa ‘dan beraberinde getirdiği araç ve gereçlerin bu salona yerleştirmiştir. Bazı öğrenciler beden eğitiminin yararlarını, olimpiyat yıllarda tam kavrayamadıkları için bu hareketlere katılmammışlar ve cimnastik çalışmalarını da bulunan arkadaşlarını da şaşkınlıkla izlemişlerdir.
Curel’ in ülkemizden ayrılmasından sonra Monseiur Moiroux adında bir başka Fransız beden eğitim öğretmenliğine atanmıştır. Curel ‘in ilk sevgisini aşıladığı cimnastik çalışmalarına yeni öğreticinin ilk günlerinde daha çok sayıda öğrenci katılmaya başlamıştır. Hatta Curel in yetiştirdiği birkaç Türk genci çeşitli hareketlerde Moiroux ‘un dikkatini çekecek kadar başarılı olmuşlardır.
Galatasaray Sultaniyesi ‘n de beden eğitimi öğretmen olarak Monseiur Martinetti görev almıştır.Martinetti de öteki meslektaşları gibi aletli cimnastiğe çok önem vermiştir. Bu Fransız öğretmen,1878 yılında Galatasaray Sultaniyesi ‘neden ayrılarak harbiye mektebine cimnastikci olarak atanmıştır. Daha sonra Harbiye Nezareti tarafından Selim Sırrı Bey, yakından izlediği ve incelediği İsveç beden eğitim ve spor anlayışı Şehbale yazmıştır. 23 Temmuz 1908 günü II. Meşrutiyetin ilanı ile Türk gençleri de daha rahat spor yapabilme olanağı elde ederken cimnastik dalında da büyük gelişmeler olmuştur., Meşrutiyeti in ilanından sonra Mazhar Bey İstanbul a dönmüştür. Birkaç yıl sonra aletsiz cimnastik olarak bilinen İsveç cimnastiğini benimsemiş olan Selim Sırrı Bey de İstanbul a gelmiştir. Selim Sırrı Bey ülkemize olimpiyat yıllarda yabancı olan ve büyük bir topluluk tarafından yadırganan aletsiz cimnastiğin ateşli bir savunucusu ilk uygulayıcısı olmuştur.bu nedenle, yıllar yılı aletli cimnastiğin yararlarını anlatan ve bunu öğrencilerine anlatan Faik Bey le görüş ayrılığına düşmüş ve bu ayrılık aralarında kırgınlık yaratmıştır.
Selim Sırrı Bey, cimnastik ile halter kaldırmanın birlikte yapılacağını kanıtlarıyla ortaya koymuştur. Bu görüş 1911 yılından sonra çeşitli yayınlarda yazdığı makale ve kitaplarda öne sürmüştür. Bu nedenle de klasik cimnastiğe bağlı olan,başta Faik Bey olmak üzere çok sayıda sporcunun şimşeklerini üzerine çekmiştir. İstanbul da aletli cimnastiğin yanı sıra Selim Sırrı Bey çalışmalarıyla İsveç cimnastiğinin okulu bitiren genç öğretmenler aracılığıyla tüm okullarda yayılmasına neden olmuştur.bu akımda aletli cimnastiğin baltalanmasına yol açmıştır. Ancak belirli bir gurubun korumasıyla aletli cimnastik çalışmaları da sürdürülmüş ve küçük Faik Bey, Mehmet Fetgeri, İlhami Bey ve Şefik Bey in çabalarıyla sonraki kuşaklara da aktarılmıştır. O yıllarda cimnastik çalışmalarının yapıldığı okulların başında Kuleli İdadisi, Mektebi Bahriye ve Galatasaray Mektebi Sultanisi gelmiştir.
Bir sonraki eğitim döneminde okulun beden eğitim öğretmeni olarak bu kez Stangelli görülmüştür. Komple bir sporcu olan yeni öğretmen, gelişinden kısa bir süre sonra 1880 yılında Maarif Nazırı Münif Paşa nın yardımıyla Beyoğlu’nda Hacaboğlu Pasajında açtığı özel cimnastikhane de bu sporun okul dışındaki yayılma çalışmalarında da yardımcı olmuştur.salon kısa sürede büyük ilgi toplamış ve düzenlenen bir gösteri de Maarif Nazırı Münif Paşa da bulunmuştur. Münif Paşa Stangelli nin öğrencilerinin attığı geriye saltoları hayretle izlemiştir
Satngelli nin öğrencisi Faik Üstün idman adında başarılı bir sporcuydu. Morioux ‘un teşvikiyle cimnastiğe başlayan Faik Bey kısa sürede büyük gelişme göstermiştir. Nitekim bir yıl sonra Stangelli ‘nin yerine Galatasaray Sultanisine ilk kez bir Türk beden eğitimi öğretmeni olarak Faik Bey atanmıştır. 1859 yılında doğan Faik Bey Türkiye ‘nin ilk idmancısı olarak kabul edilir. 1879 yılından sonra çok sayıda spor yetiştiren Faik Bey kendisini bu göreve tam 42 yıl atamıştır. Olağanüstü yetenekli kuvvetli ve komple bir spor olan aletli cimnastikte ki bu ilk isim cimnastikte de Faik Bey denilen bir ekol yaratmıştır. Bu arada 1899 yılında cimnastikyahut Riyaziyatı Bedeniye adıyla birde kitap yayınlamıştır. Bu modern Türk sporuna geçişte ilk spor kitabı olması nedeniyle çok büyük önem taşır. Faik Bey okullardaki çalışmaları yanı sıra Beyoğlu nda özel olarak açtığı salonda Türk gençlerinin bu sporda yetişmesine yardımcı olmuştur. Bu yıllarda kendisi gibi cimnastik tutkusu olan Mazhar Bey sivil okullarda çalışma yaparken Faik Bey de askeri okullarda bu sporun gelişmesine çaba göstermiştir. Faik Beyin Galatasaray Sultanisinde öğrencileri; Selim Sırrı, Rıza Tevfik,Doktor Hikmet Ali Rana, Şefki Kamil ve Mehmet Ali Beyler, Erdekli Miltiyadi ve Aleko Mulos Efendilerdi. Bu arada Sultan II. Abdülhamid ‘in devlet yönetimindeki katı tutumu nedeniyle Mazhar Kazancı Bey Almanya ‘ya giderek jimnastik ile çalışmalarına bu ülkede devam etmiştir.
1903 yılında temelinde cimnastik hareketlerinin ağırlık kazandığı Beşiktaş Osmanlı Kulübü bu sporun çok sayıda genç tarafından uygulanmasına ve yayılmasına ortam hazırlamıştır . Mazhar Bey bu okulda yaptığı çalıştırıcılık ile çok sayıda genç yetiştirmiştir. Türk cimnastiğinin ilk uluslar arası teması 1906 yılında Atina ‘da yapılan ara olimpiyatlarıyla olmuş, Selim Sırrı Tarcan’ ın sınıf arkadaşı Yorgo Abritanis iki elle onmetrelik ipe tırmanma yarışında dünya rekoru kırarak altın madalya kazanmıştır. Fenerbahçe kulübünde ise cimnastik çalışmaları 1914 yılında başlamıştır. Cumhuriyetin ilanından sonra okullarda, cimnastik derslerine yön verme çalışmaları için Selim Sırrı Bey görevlendirilmiştir. Selim Sırrı, bu görevden yararlanarak eğitim için İsviçre ‘ye gençlerin gönderilmesini sağlamıştır. Bu gençlerin İsviçre cimnastiğine göre eğitilmelerine yardımcı olmuştur.
Dr.Hamit Hüsnü Beyin 16 altın liraya satın aldığı barfix ve paralel, bu sporun sarı-lacivertli kulüpteki gelişimine kaynak olmuştur. Bu arada Fenerbahçe kulübünde İlhami Asım tüccar, General Nuri,Albay Kadri ve Tüccar Necati Beyler gibi başarıla cimnastikçiler yetiştirmiştir. Arka arkaya gelen Balkan ve Kurtuluş Savaşları nedeniyle gelişmekte olan öteki sporlarda olduğu gibi, cimnastikte de bir duraklama dönemi yaşanmıştır
Daha sonra aletli cimnastik konusunda da Mehmet Fetgeri,Şevket Kuğul, Esat Kazancı, Fikret Korkmaz, Atıf Gençsoy ve Nihat Yılbar gibi başarılı sporlar yetişmiştir.
Bir önceki kuşağın başarılı cimnastikçilerinden Nihat Yılbar 1960 da Almanya da bulunduğu zaman dünya da gelişen cimnastik tekniğini inceleme imkanı bulmuştur. Almanya Deutsche Turn Schule teknik direktörü Albert Dickhut ve Alman cimnastikçi Doktor Jozef Köhler ile yaptığı temasların neticesinde Türkiye ‘ye dönünce, ilk defa öğretim ve yardım usülleriyle aletli cimnastik kitabını yazmıştır. Daha sonra FİG nin yarışma kurallarını tercüme ederek Türkiye ‘de artistik cimnastik yarışmalarının bu kurallara uygun olarak yapılmasını sağlamıştır. Türkiye cimnastik federasyonunu 1957 yılında kurulmuştur.1960 yılında FİG in üyeliğine kabul edilmiştir. 1957 yılından itibaren bölgeler arası yarışmalar organize edilmiş, 1960 yılından itibaren cimnastikçilerimiz uluslar arası yarışmalara katılmaya başlamıştır. Romanya ‘da yapılan talebe oyunları, 1962 yılda Prag dünya şampiyonası,1967 yılında Tunus Akdeniz Oyunları bu dönemde cimnastikçilerimizin katıldığı yarışmalardır. 1970 yılında Ankara, Çankırı, Manisa ve Adana bölgelerinde ilk okul çocuklarına yönelik çalışmalar başlatılmıştır. 1972 yılında ilk antrenör kursu açılmıştır. 1973 yılında ilk kez bireysel olarak büyüklerde 1975 yılında ise ilk kez bayan sporcularında iştirakiyle takım olarak gençlerde Balkan şampiyonasına katılım sağlanmıştır. İsveç Cimnastigi’nin beden eğitimi öğretmeni olan S. Sırrı Tarcan tarafından Türkiye’de yayılmasına karşılık, Artistik Cimnastik uzunca bir süre eğitim alanında gelişimini tam olarak sağlayamamıştır.
Ancak 1977 yılında eski Cimnastik federasyonu Başkalarından Nihat Yılbar ile birlikte Kamil Özer ve Sami Mengütay’ın İstanbul Spor Akademisinde görev almalarıyla, bu spor dalının beden eğitimi öğretmeni olacak öğrencilere tam anlamıyla öğretim ve eğitiminin verilmesi mümkün olmuştur. Buna benzer uygulama, daha sonra Manisa Spor Akademisinde Seyhan Hasırcı, Metin Sayın ve Hasan Onmuş, Ankara Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Bölümünde Salih ve Sibel Suveren ile devam ederek, mezun olan öğrencilerin Türkiye’nin çeşitli yörelerine atanarak bu sporun gerçek anlamda tanınması ve yaygınlaşması sağlanmıştır. Türkiye’ de jimnastik, özellikle 80’li yıllardan sonra atak yapmış, yine bu dönemde, iki Bulgar antrenörü ülkemize gelmesiyle ritmik cimnastik çalışmaları da başlanmıştır.
1990 yılından itibaren sporcularımız Bakan Şampiyonasında yer, atlama beygiri, paralel ve barfiks aletlerinde birincilikler kazanmaya başlamışlardır. 1990 ve 1992 yılları da Suat Çelen, 1992’de Murat Canbaş dünya okullar şampiyonasında birincilik elde etmişlerdir. 1991 yılında yapılan Balkan Cimnastik Şampiyonasında ve 1993 yılında İsviçre’de düzenlenen Avrupa Gençler Şampiyonası’nda atlama beygirinde Murat Canbaş’ın paralelde Suat Çelen’in altın madalya almalarıyla, cimnastik sporu ile ilgili umutları arttırmış, aynı yıl Akdeniz oyunlarında Murat Canbaş atlama beygirindeki başarısını tekrarlamış ve birinci gelmiş, Romanya da yapılan Balkan Gençler Şampiyonasında Bahadır Altay paralelde bronz madalyaya ulaşmıştır.
1994’ün sevindirici gelişmesi ise 1970 yılından beri katılmadığımız dünya cimnastik şampiyonasına Murat Canbaş, Bahadır Altay ve Hakan Üanl dan kurulu bir ekiple katılımımız olmuştur. Avustralya ‘da düzenlenen bu şampiyonada Murat Canbaş atlama beygirinde dünya 7. liğini elde etmiştir. Bolu ‘da yapılan Balkan Büyükler Artistik ve Ritmik Cimnastik Şampiyonasında sporcularımız bir altın, iki gümüş ve yedi bronz madalya alınmış; ritmik cimnastikte Aslı Saadet Balkanlardaki ilk bronz madalyamızı kazanmış, cimnastikçilerimiz erkeklerde takım halinde 3., bayanlarda2., ritmik cimnastikte 3. olmuştur. Aynı yıl Murat Canbaş bir trafik cezasında hayatını kaybetmiştir. 1995 Uluslar arası Boğaziçi Cimnastik Turnuvasında bir altın (Suat Çelen-yer minderi), 2 gümüş, 2 bronz madalya kazanmışlardır.1996 yılında yapılan Boğaziçi Turnuvasında ise Bahadır Altay bir altın madalya almıştır.